Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci gazetecilerin sorularını cevapladı. Kirişci, "Et fiyatları konusunda etle ilgili olarak burada bir spekülatif hareketlerin olduğunu, bunu gözlemlediğimizin altını çizmek istiyorum. Gerekli önlemleri aldık almaya devam edeceğiz. Piyasadaki fiyat artışı konusunda bağımsız olarak tedbiren kasaplık hayvan tedariki bağlantılarının da yapıldığını belirtmek istiyorum" dedi.Bakan Kirişci, kuraklıkla ilgili soru üzerine yağışlardaki düzensizliğe dikkat çekerek, "İstanbul’da barajlarda aktif doluluk oranı geçen yıl aynı tarihte yüzde 16,5 oranından daha az, şu andaki doluluk oranı yüzde 33,3. Hiç su gelmemesi halinde 3,5 aylık ihtiyacımızı karşılayacak su rezervi var. Ankara bu konuda daha şanslı. Geçen yıla göre yüzde 10,7 oranında daha fazla var, doluluk oranı yüzde 18,9. Barajlara su gelmemesi halinde tüm içme suyu talebini 6 aydan daha fazla karşılayacak kapasitemiz var. İzmir’de yüzde 19,1 doluluk oranı var; hiç su gelmemesi halinde 7 aylık suyumuz vaz. Bursa'da yüzde 16,5 maalesef, hiç su gelmemesi halinde 2 ayı karşılama kapasitesi var. Bizim şu anda 112 milyar metreküp suyumuz var, 2050 yılı geldiğinde bunun yüze 25 azalacağı, 84 milyar metreküpe ineceği uzmanların yaptığı çalışmalarda görülüyor. 2050 yılına gelindiğinde nüfus, sanayi bunlardaki artıştan dolayı biz şu an halihazırda 112 milyar metreküpün 58 milyar metreküpünü kullanıyoruz. O gün geldiğinde bu 90 milyar metreküpe çıkacak. Doğu Karadeniz en şanslı bölge, kısmen Orta Karadeniz, biraz da İstanbul ve Akdeniz bölgesinin batı tarafı, buralarda hiç tedbir alınmasa bile su sıkıntısı yaşanmayacağı gibi bir durum var" dedi.
'ASIL STOK RUSYA TARAFINDA'
Bakan Kirişci, dün itibarı ile 17 milyon ton tahılı tahıl koridorundan taşındığını kaydederek, "Bunun dışında bir de kara ve demir yolu ile Avrupa’ya geçenler var. Asıl stok Rusya tarafında, 150 milyon tonluk bir ürün stoku var. Haklı olarak Rusya bu ürünlerini satmak istiyor; fakat bu ürünlerinin alımını gerçekleştirerek, ambargo listesine dahil olmak istemeyen gemiciler, taşıyıcılar var. Bizim bunu da göz ardı etmememiz gerekiyor. 'Yasaklılar listesine girerim' diye endişe edenler var. Önümüzdeki yıllarda bu mesele çözülmezse dünyayı daha büyük bir tehlike bekliyor" dedi.Gözden KaçmasınBakan Kirişci: 1273 sözleşmeli personel alacağızHaberi görüntüle'TİCARET BAKANLIĞI İLE ÇALIŞIYORUZ'
Bakan Kirişci, zincir marketlerdeki sabit fiyat uygulamasına ilişkin soru üzerine, Ticaret Bakanlığı ile bu konu üzerinde çalıştıklarını söyledi. Kirişci, "Üretici hayır kurumu değil. Üreticinin elde ettiği üründen geliri bir kenarı koyduktan sonra tüketiciyi rahatsız edecek evreye geçilecek olursa biz Ticaret Bakanlığı ile eş güdüm içinde çalışıyoruz. Velev ki ‘a’ ürününün anormal derecede içeride fiyatları yükseldi, doğaldır ki bunu bir de tüketen var, üreticinin de elinden çıkmış durumda, burada da işin kontrolünü sağlamak adına ihracat yasaklarını getirerek bunu da dengelemeye çalışıyoruz" diye konuştu.
'İSTANBUL'DA 39 İLÇEDEN 7'Sİ DÖNÜŞ YAPTI'
Bakan Kirişci, 1 milyon 493 bin 541 hayvanın çip takılarak sisteme kaydedildiğini, 500 bin civarında da beyanname veren olduğunu söyleyerek, "Toplamda 2 milyonluk bir sahipli hayvan var diyebiliriz. Bir de sahipsiz hayvanlarımız var. Burada da bir tarafta bunlar bizim canlarımız öbür tarafta da insanlarımızın can ve mal emniyeti. İkisinin dengelenmesi gereken bir süreç. Hayvanlar da şiddete maruz kalıyor, bunu da yok sayamayız. Bu tarz bir durum var. Buradan hareketle Türkiye genelinde bu konuya katkı sağlayabilecek paydaşlarla 29-30 Kasım'da Bolu’da bir çalıştay düzenledik. Ortaya çıkan son durum ile ilgili yol haritasını belirlemeye çalışıyoruz. Ciddi de bir yol kat ettik. Paydaşlarımızın da katkılarını alıp son şeklini vereceğiz, sayın cumhurbaşkanımıza da bunu arz edeceğiz. Bu çalıştay öncesinde bir çalışma başlattık, İstanbul’u da pilot seçtik. Valiliğimiz ile iş birliği halinde 39 ilçemize sayın valimizin bir yazısını gönderdik. 'Hayvan barınağına ihtiyacınız varsa, bu hayvanların rahat yaşayacağı yer tahsisine hazırız' dedik. 39 ilçemizden sadece 7’sinden, 4’ü resmi, 3’ü şifahi olarak belirtti. Toplam 7 ilçeden geldi. Yerel yönetimlerimizin bu konuda aksiyon alması, üzerinde hassasiyetle durması gerekiyor" dedi.
'KENDİ KENDİMİZE YETTİĞİMİZİ RAHATLIKLA SÖYLEYEBİLİRİZ'
Bakan Kirişci, üretilen meyve ve sebzenin yüzde 25'inin İstanbul'da tüketildiğine dikkati çekerek, "İstanbul'a 77 ilden meyve ve sebze tedariki yapılıyor. Bu kadar geniş bir coğrafyadan tedarik yapılan şehre, 270 bin kamyon bu sebze ve meyveyi taşıyor. 140 milyon kilometre yol kat ediyor bir kamyon. Biz diyoruz ki 'çevre ilçelerde üretim yapılırsa bu durum düzelir.' Bu çerçevede İzmir, Aydın, Nevşehir, Balıkesir ve Ağrı'da jeotermal seralar kurduk. Buralarda 365 gün üretim yapabiliyorsunuz. Her şehrin kendi üretimini yapması gerekiyor" diye konuştu. 'ET İLE İLGİLİ NORMALLEŞME SÜRECİNİ BEKLİYORUZ'
Bakan Kirişci, et ve süt fiyatlarına ilişkin, "Normalde etin maliyeti 115 lira. Uzunca bir dönem bu maliyetin altında satıldı. Şu anda bir denge oluştu. Bir kilogram sütün Süt Konseyi tarafından açıklanan fiyatı 8,5 lira, süte verilen primle 9 lira. Buradan sanayicilere seslenmek istiyorum; süt üreticilerinin herhangi bir şekilde bir sütü satmayıp, bunu elinde tutup, stokçuluk yaparak fırsatçılığa dönüştürmesi mümkün olabilir mi? Burada sanayicilerimize biraz iş düşüyor. Bu fiyatları kendileri belirlemeye çalıştıklarını gördük ve zamanında da uyardık. 'Bu yaptığınız doğru değil, Ulusal Süt Konseyi'nin açıkladığı fiyatı dikkate alın' dedik. Onlar adete yarışa girdi. Bu yarış doğal olarak sütün fiyatını yukarı çekti. Şimdide kendi aralında anlaşıp bir fiyat indirimine gidemedikleri için bize diyorlar ki 'siz sütün Ulusal Süt Konseyi olarak fiyatını artırın.' Biz niye artıralım. Biz bunu zamanında yaptık, o zaman gereken ilgiyi göstermediler. Et ile ilgili normalleşme dönemini bekliyoruz. Ramazan ayıyla ete olan ilgi artar; ama büyük bir iştahın olmadığını tespit ettik. Şu an bulunurluk konusunda et ve sütte bir eksiğimiz yok. Gerekirse gerekli tedbirler alınır, biz üreticimizi mağdur etmeyiz" diye konuştu.
'VENEZUELA'DAN TOPRAK ALMADIK'
Bakan Kirişci, tarım yapmak için 41 ülkenin arazi kiralayıp, arazi satın aldığını dile getirerek, "Biz ne Venezuela’dan ne Sudan’dan ne de diğer 9 ülkeden herhangi bir satın alma yapmadık, yapmayı da düşünmüyoruz. Bu Batılıların sömürgeci mantık ile oralara gidenlerin davranışıdır. Biz gittiği yere medeniyet götüren bir kültürün, inancın münteşirleriyiz. Bu ülkenin insanlarının oralardaki insanları istismar edeceğini nasıl söyleyebiliriz. Oradaki insanların tarımsal faaliyet yapacak ne birikimleri ne de alt yapıları var. Biz Venezuela’dan tarım toprakları satın almaya gitmedik, ülkenin şartlarını yerinde görelim, sonra da üreticilerimize dönüp ‘Venezuela’da böyle bir imkan var, gelin burada bu üretimi yapın’ diyelim diye gittik. Toprakları satın al, oradaki insanları da köle yap; bizim böyle bir kültürümüz yok, olmadı, olamaz” ifadelerini kullandı.
'FINDIKLA İLGİLİ OLUMSUZLUK YOK'
Bakan Kirişci, fındık meselesini çok önemsediklerini belirterek, "O fiyatı teklif ederken biz dedik ki; önemli bir bölümü zaten ihracata gidiyor, üretim fazlalığından hareketle bazı olumsuz davranışlar sergilemek isteyenler oldu. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin devrede olması bunların üstesinden geldi. Fındıkla ilgili olumsuzluk olarak gördüğümüz bir durum söz konusu değil" dedi.
Kirişci de saman ithal edildiği iddialarıyla ilgili de, "Ülkemizin saman üretimi yıllık 25 milyon ton. Hayvancılıkta 18 milyon ton saman tüketilmekte. Yani 7 milyon ton fazlalığımız var. Geri kalan miktar kağıt enstitüsünde, mantar yetiştiriciliğinde ve hayvan altlığında kullanılmakta. 2021 yılında 204 ton sap saman ithalatı gerçekleştirmiştir. 2022 de sap saman ithalatı gerçekleşmemiştir" dedi.
'ASIL STOK RUSYA TARAFINDA'
Bakan Kirişci, dün itibarı ile 17 milyon ton tahılı tahıl koridorundan taşındığını kaydederek, "Bunun dışında bir de kara ve demir yolu ile Avrupa’ya geçenler var. Asıl stok Rusya tarafında, 150 milyon tonluk bir ürün stoku var. Haklı olarak Rusya bu ürünlerini satmak istiyor; fakat bu ürünlerinin alımını gerçekleştirerek, ambargo listesine dahil olmak istemeyen gemiciler, taşıyıcılar var. Bizim bunu da göz ardı etmememiz gerekiyor. 'Yasaklılar listesine girerim' diye endişe edenler var. Önümüzdeki yıllarda bu mesele çözülmezse dünyayı daha büyük bir tehlike bekliyor" dedi.Gözden KaçmasınBakan Kirişci: 1273 sözleşmeli personel alacağızHaberi görüntüle'TİCARET BAKANLIĞI İLE ÇALIŞIYORUZ'
Bakan Kirişci, zincir marketlerdeki sabit fiyat uygulamasına ilişkin soru üzerine, Ticaret Bakanlığı ile bu konu üzerinde çalıştıklarını söyledi. Kirişci, "Üretici hayır kurumu değil. Üreticinin elde ettiği üründen geliri bir kenarı koyduktan sonra tüketiciyi rahatsız edecek evreye geçilecek olursa biz Ticaret Bakanlığı ile eş güdüm içinde çalışıyoruz. Velev ki ‘a’ ürününün anormal derecede içeride fiyatları yükseldi, doğaldır ki bunu bir de tüketen var, üreticinin de elinden çıkmış durumda, burada da işin kontrolünü sağlamak adına ihracat yasaklarını getirerek bunu da dengelemeye çalışıyoruz" diye konuştu.
'İSTANBUL'DA 39 İLÇEDEN 7'Sİ DÖNÜŞ YAPTI'
Bakan Kirişci, 1 milyon 493 bin 541 hayvanın çip takılarak sisteme kaydedildiğini, 500 bin civarında da beyanname veren olduğunu söyleyerek, "Toplamda 2 milyonluk bir sahipli hayvan var diyebiliriz. Bir de sahipsiz hayvanlarımız var. Burada da bir tarafta bunlar bizim canlarımız öbür tarafta da insanlarımızın can ve mal emniyeti. İkisinin dengelenmesi gereken bir süreç. Hayvanlar da şiddete maruz kalıyor, bunu da yok sayamayız. Bu tarz bir durum var. Buradan hareketle Türkiye genelinde bu konuya katkı sağlayabilecek paydaşlarla 29-30 Kasım'da Bolu’da bir çalıştay düzenledik. Ortaya çıkan son durum ile ilgili yol haritasını belirlemeye çalışıyoruz. Ciddi de bir yol kat ettik. Paydaşlarımızın da katkılarını alıp son şeklini vereceğiz, sayın cumhurbaşkanımıza da bunu arz edeceğiz. Bu çalıştay öncesinde bir çalışma başlattık, İstanbul’u da pilot seçtik. Valiliğimiz ile iş birliği halinde 39 ilçemize sayın valimizin bir yazısını gönderdik. 'Hayvan barınağına ihtiyacınız varsa, bu hayvanların rahat yaşayacağı yer tahsisine hazırız' dedik. 39 ilçemizden sadece 7’sinden, 4’ü resmi, 3’ü şifahi olarak belirtti. Toplam 7 ilçeden geldi. Yerel yönetimlerimizin bu konuda aksiyon alması, üzerinde hassasiyetle durması gerekiyor" dedi.
'KENDİ KENDİMİZE YETTİĞİMİZİ RAHATLIKLA SÖYLEYEBİLİRİZ'
Bakan Kirişci, üretilen meyve ve sebzenin yüzde 25'inin İstanbul'da tüketildiğine dikkati çekerek, "İstanbul'a 77 ilden meyve ve sebze tedariki yapılıyor. Bu kadar geniş bir coğrafyadan tedarik yapılan şehre, 270 bin kamyon bu sebze ve meyveyi taşıyor. 140 milyon kilometre yol kat ediyor bir kamyon. Biz diyoruz ki 'çevre ilçelerde üretim yapılırsa bu durum düzelir.' Bu çerçevede İzmir, Aydın, Nevşehir, Balıkesir ve Ağrı'da jeotermal seralar kurduk. Buralarda 365 gün üretim yapabiliyorsunuz. Her şehrin kendi üretimini yapması gerekiyor" diye konuştu. 'ET İLE İLGİLİ NORMALLEŞME SÜRECİNİ BEKLİYORUZ'
Bakan Kirişci, et ve süt fiyatlarına ilişkin, "Normalde etin maliyeti 115 lira. Uzunca bir dönem bu maliyetin altında satıldı. Şu anda bir denge oluştu. Bir kilogram sütün Süt Konseyi tarafından açıklanan fiyatı 8,5 lira, süte verilen primle 9 lira. Buradan sanayicilere seslenmek istiyorum; süt üreticilerinin herhangi bir şekilde bir sütü satmayıp, bunu elinde tutup, stokçuluk yaparak fırsatçılığa dönüştürmesi mümkün olabilir mi? Burada sanayicilerimize biraz iş düşüyor. Bu fiyatları kendileri belirlemeye çalıştıklarını gördük ve zamanında da uyardık. 'Bu yaptığınız doğru değil, Ulusal Süt Konseyi'nin açıkladığı fiyatı dikkate alın' dedik. Onlar adete yarışa girdi. Bu yarış doğal olarak sütün fiyatını yukarı çekti. Şimdide kendi aralında anlaşıp bir fiyat indirimine gidemedikleri için bize diyorlar ki 'siz sütün Ulusal Süt Konseyi olarak fiyatını artırın.' Biz niye artıralım. Biz bunu zamanında yaptık, o zaman gereken ilgiyi göstermediler. Et ile ilgili normalleşme dönemini bekliyoruz. Ramazan ayıyla ete olan ilgi artar; ama büyük bir iştahın olmadığını tespit ettik. Şu an bulunurluk konusunda et ve sütte bir eksiğimiz yok. Gerekirse gerekli tedbirler alınır, biz üreticimizi mağdur etmeyiz" diye konuştu.
'VENEZUELA'DAN TOPRAK ALMADIK'
Bakan Kirişci, tarım yapmak için 41 ülkenin arazi kiralayıp, arazi satın aldığını dile getirerek, "Biz ne Venezuela’dan ne Sudan’dan ne de diğer 9 ülkeden herhangi bir satın alma yapmadık, yapmayı da düşünmüyoruz. Bu Batılıların sömürgeci mantık ile oralara gidenlerin davranışıdır. Biz gittiği yere medeniyet götüren bir kültürün, inancın münteşirleriyiz. Bu ülkenin insanlarının oralardaki insanları istismar edeceğini nasıl söyleyebiliriz. Oradaki insanların tarımsal faaliyet yapacak ne birikimleri ne de alt yapıları var. Biz Venezuela’dan tarım toprakları satın almaya gitmedik, ülkenin şartlarını yerinde görelim, sonra da üreticilerimize dönüp ‘Venezuela’da böyle bir imkan var, gelin burada bu üretimi yapın’ diyelim diye gittik. Toprakları satın al, oradaki insanları da köle yap; bizim böyle bir kültürümüz yok, olmadı, olamaz” ifadelerini kullandı.
'FINDIKLA İLGİLİ OLUMSUZLUK YOK'
Bakan Kirişci, fındık meselesini çok önemsediklerini belirterek, "O fiyatı teklif ederken biz dedik ki; önemli bir bölümü zaten ihracata gidiyor, üretim fazlalığından hareketle bazı olumsuz davranışlar sergilemek isteyenler oldu. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin devrede olması bunların üstesinden geldi. Fındıkla ilgili olumsuzluk olarak gördüğümüz bir durum söz konusu değil" dedi.
Kirişci de saman ithal edildiği iddialarıyla ilgili de, "Ülkemizin saman üretimi yıllık 25 milyon ton. Hayvancılıkta 18 milyon ton saman tüketilmekte. Yani 7 milyon ton fazlalığımız var. Geri kalan miktar kağıt enstitüsünde, mantar yetiştiriciliğinde ve hayvan altlığında kullanılmakta. 2021 yılında 204 ton sap saman ithalatı gerçekleştirmiştir. 2022 de sap saman ithalatı gerçekleşmemiştir" dedi.