Deniz Yücel: "İktidar meşrutiyetini kaybetmiştir"

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, CHP'nin olağanüstü kurultayında yaptığı açıklamalarda, son dönemde CHP'li belediyelere yönelik yürütülen soruşturmalar ve siyasi baskılar hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Yücel, yerel seçimlerin hemen ardından CHP’li belediyelere yönelik bir dizi engelleme ve baskı süreci başlatıldığını belirterek, “Proje üretmelerini engellemeye yönelik adımlar atıldı, belediyelerin kaynakları ve imkanları kesilmeye çalışıldı" dedi. Esenyurt ve Beşiktaş belediyelerine yönelik açılan soruşturmaların siyasi bir operasyonun parçası olduğunu ifade eden Yücel, “Bu işi yapan kişi ve kişiler belli. Hem yargı camiası içerisinde hem de AKP içinde küçük bir yapıdan söz ediyoruz. Bu yapının başında da geçmişteki siyasi davalarda aldığı kararlarla tanınan Akın Gürlek var" şeklinde konuştu.


"HALK HUKUKSUZLUĞA KARŞI SESİNİ YÜKSELTTİ"

Yücel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen süreçlerin, siyasi yasak getirme çabalarının ve ardından gelen tutuklamaların halkın vicdanında hiçbir karşılık bulmadığını vurguladı. “16 milyon vatandaşımız bu haksızlığa ve hukuksuzluğa sandıkta itiraz etti. Saraçhane’ye akın eden yüz binlerce kişi, gençler, yaşlılar, Anadolu’nun dört bir yanında sokağa dökülen halk bu hukuksuzluğa karşı sesini yükseltti" dedi.

CHP’nin kurultaydan daha güçlü bir şekilde çıkacağını ifade eden Yücel, “Partimizin yapısı korunacaktır. Delegeler, vicdanlarının sesini dinleyerek oylarını kullanacaktır. Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel’in de dediği gibi, program akışına göre seçim süreci gece yarısına kadar tamamlanabilir” dedi.

"AKP MEŞRUTİYETİNİ KAYBETMİŞTİR"

AKP iktidarının meşruiyetini kaybettiğini belirten Yücel, “Cumhurbaşkanı adaylığını ilan etmiş bir kişiyi hapse atmak, gizli tanık beyanlarıyla suç uydurmak, tamamen hukuk dışı iftiralarla yürütülen bu süreçler Türkiye için bir demokrasi darbesidir. Bu darbe, toplumun devlet kurumlarına olan güvenini yerle bir etti. Bu güvensizlik ekonomiye de yansıyacak" dedi.

CHP’nin erken seçim çağrısını yineleyen Yücel, “Biz erken seçim için gereken her şeyi yapacağız. Alanlarda, meydanlarda, sokaklarda olacağız. Toplumsal muhalefeti büyütmeye, bu haksızlıkları anlatmaya devam edeceğiz,” dedi. Erken seçim kararı alınmaması durumunda halkın bir süre daha dişini sıkması gerekeceğini söyleyen Yücel, “Ancak mücadelemizi her geçen gün daha da güçlendireceğiz. 19 Mart 2025’ten sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dedi.

CHP’nin seçim sonrası süreci hızla değerlendirdiğini belirterek, “Yerel seçimlerin hemen ardından genel seçimlere hazırlık sürecimiz başladı. Erken seçim dedik, değerli bir seçim dedik ve bu yüzden Cumhurbaşkanı adayımızı belirledik. Örgütlerimiz en hızlı ne zaman seçim olursa olsun hazır olacak şekilde yapılanmalarını tamamladılar" ifadelerini kullandı.

AKP iktidarının ve Cumhur İttifakı’nın uygulamalarını sert bir dille eleştiren Yücel, yaşananları açıkça bir “demokrasi darbesi” olarak tanımladı. “Bu yaşadığımız anti-demokratik olayların, bir demokrasi darbesinden farkı yok. Sadece muhalefet değil, AKP ve Cumhur İttifakı'nın kendi seçmeni nezdinde de meşruiyetlerini yitirmelerine yol açıyor" dedi.

Yargı içerisindeki belli bir yapının sistematik şekilde siyasi operasyonlar yürüttüğünü dile getiren Yücel, “Bu işleri yapan yargı mensupları, küçük ama etkili bir klikten oluşuyor. İçlerinde eski üst düzey yöneticiler de var. Ancak dikkat edin, hukukçular, yargıçlar arasında da bu yaşananlardan rahatsız olan ve bunu açıkça dile getirenler var" ifadelerine yer verdi.

"HUKUKUN OLMADIĞI YERDE İKTİDAR SAHİPLERİ DE GÜVENDE DEĞİLDİR"

Bu sürecin AKP ve Cumhur İttifakı içinde bir çözülmeye yol açabileceğini öngören Yücel, “Hukukun olmadığı bir yerde iktidar sahipleri dahi güvende değildir. Bunu 17-25 Aralık sürecinde de gördük. O dönem FETÖ eliyle yapılan operasyonlar, yolsuzlukların üstünü örtme aracı haline geldi. İlgili bakanlar, siyasetçiler ve hatta dönemin Başbakanı Erdoğan bile meydanlarda aslanlar gibi hesap vermek yerine suskun kalmayı tercih etti" şeklinde konuştu.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan kaotik dönemde bu yolsuzlukların üzerinin örtüldüğünü belirten Yücel, “Bugün bu işleri yapanların, o dönem Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk gibi kumpas davalarını yürüten yargı mensuplarından hiçbir farkı yok. Aynı zihniyetle hareket ediyorlar" dedi.

Yücel, “Bu tablo Türkiye için sürdürülebilir değildir. CHP olarak biz üzerimize düşeni yapacağız, sokakta, meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Erken seçim kaçınılmazdır" dedi.


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik yargı sürecini eleştirdi ve bu durumun Türkiye'deki demokratik yapıya ciddi zararlar verdiğini vurguladı.

Yücel, AKP içerisindeki bazı kesimlerin bu süreçten medet umduğunu ancak aynı zamanda bu hukuksuzluklardan rahatsızlık duyanların da olduğunu belirtti. “Doğru ifade edemedim belki ama şunu açıkça söylemeliyim; AK Parti içerisinde Ekrem İmamoğlu’nun bir yargı darbesiyle oyun dışı bırakılmasından medet umanlar, bu süreci iştahla izleyenler olduğu kadar, bu durumdan ciddi rahatsızlık duyanlar da var. Hem de bu rahatsızlığı en başta dile getirenler, adil ve demokratik bir yarıştan kaçan kişilere karşı çıkanlar,” dedi.

Yücel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da işaret ederek, “Cumhuriyet konuşabiliriz ama televizyon güvencesi bile olmayan, adil bir seçim sürecine giremeyen bir ortamda nasıl bir demokrasi olabilir? 17-25 Aralık sürecinden bu yana yaşananları hatırlıyoruz. O gün yapılanlar nasıl meşru değilse, bugün Ekrem İmamoğlu’na yapılanlar da meşru değil" ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin hukuk devleti niteliğini kaybetmekte olduğuna dikkat çeken Yücel, “Bugün Ekrem İmamoğlu’na yapılan yarın başka birine yapılabilir. Türkiye, demokratik yapısını, hukuk devleti ilkesini, anayasasında yer alan kuruluş felsefesini ve temel değerlerini ne yazık ki kaybediyor” diye konuştu.