İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Büyükşehir Belediyesi projeleri, İzmir gündemi ve COVID-19 salgını sonrası yaşanan süreç hakkında bilgi vererek Gazeteci Ece İçmez’in sorularını yanıtladı.Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim Başkanım kısaca kendinizden bahseder misiniz?1959 yılında Ankara’da doğdum. Çocukluğumdan itibaren İzmir’de yaşadım. Orta öğrenimimi Bornova Anadolu Lisesi’nde tamamladım. BAL’ın ardından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandım. Daha sonra İsviçre Webster Koleji’nde “Uluslararası İlişkiler” yüksek lisansı yaptım. Yüksek lisans eğitimindeki ikinci adımım Dokuz Eylül Üniversitesi’nde “Avrupa Birliği” alanında oldu. Çalışma yaşamıma turizm sektöründe başladım. Beş yıl boyunca turizm sektöründe görev aldım ve sektörün önde gelen tesislerinde genel müdürlük yaptım. 2003 yılında dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın başkan danışmanlığını yaptım. 2004-2006 yılları arasında İzmir Ticaret Odası’nda Dış İlişkiler Müdürlüğü ve Genel Sekreter Yardımcılığı yaptım. 2006 yılında Dışişleri Bakanlığı tarafından EXPO 2015 İzmir Yönlendirme Kurulu ve Yürütme Komitesi Genel Sekreterliği görevine getirildim. 2009-2019 yılları arasında iki dönem Cumhuriyet Halk Partisi Seferihisar Belediye Başkanı olarak görev yaptım. Seferihisar benim evim. Yaşadığım, doyduğum, çocuklarımı büyüttüğüm ilçe. EXPO deneyiminin kazandırdığı dışa dönük bakış açısıyla uluslararası yerel kalkınma modeli Cittaslow (Sakin Şehir) hareketini önce ilçemize ve daha sonra da Türkiye’ye taşıdık. 31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde halkımızın desteği ile yüzde 58’in üzerinde oy oranıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladım.“İyi ki bu projeyi hayat geçirdim’’ dediğiniz proje hangisi? Bundan sonraki süreçte İzmir’in en önemli projesi ne olacak?26 milyar liralık bütçeli raylı sistem yatırımları başta olmak üzere ulaşımdan, kentsel alt yapıya, doğa dostu icraatlardan, tarımı kalkındırmaya yönelik yüzlerce projeyi ve yatırımı hayata geçiriyoruz. Göreve gelirken “Başka bir hayat mümkün” diyerek yola çıktım ve bu yolda kararlılıkla yürüyorum. Yoksulluğu ve eşitsizliği azaltmaya, istihdamı geliştirmeye yönelik projelerimizle şehrin yerelden kalkınma mücadelesini büyütmek, refahı artırmak ve adil dağılımını sağlamak için çalışıyoruz. 8 milyarlık bütçemizin yüzde 42’sini yatırıma ayırdık. Bu yatırımların da büyük kısmını, bu şehrin nimetlerinden daha az yararlanan insanlara, yani çevre mahallelerimize yönlendirdik. Değişimin sırrının İzmir’in çevre mahallelerindeki sorunları görmek ve dinlemek olduğunu düşünüyorum. İzmir’de ‘bir kent koalisyonu kuracağız ve herkesi dinleyeceğiz’ demiştik. Bu vaadimizi yerine getirirken, İzmir’deki sivil toplum kuruluşlarıyla ve meslek odalarıyla düzenli toplantılar yapıyoruz. Her kesimin taleplerini dinleyerek politikalar üretiyoruz. Merkeze uzak mahallelerimize gidip muhtarlarla toplantılar düzenliyoruz. Seçimlerde vaat ettiğimiz gibi, Seyyar Makam aracıyla bürokratlarımızla birlikte özellikle çevre mahallelere gidiyoruz. Muhtarlara ve vatandaşa dokunma imkanı buluyoruz, talepleri yerinde dinleyip sorunları hızla çözmek için hemen belediye ekiplerimizi yönlendiriyoruz. Bunun için Acil Çözüm ekipleri oluşturduk. Acil çözüm ekibi, hem belediyenin iş yapma hızını artırıyor, hem de tüm İzmirliler arasındaki bağları güçlendiriyor.“Adil ve eşit refah” mottosuyla hayata geçirdiğimiz Acil Çözüm ekipleri bugüne kadar Konak, Buca, Karabağlar, Bornova ve Bayraklı’da yüzlerce kalem işi tamamladı. Çocuk parkı yapımı, ulaşımla ilgili çalışmalar, temizlik, altyapı, kaldırım, yol, asfalt yenileme çalışmaları, spor alanları oluşturulması, ihtiyaç sahiplerine sosyal yardımlar gibi faaliyetleri yerine getiriyoruz. Masal Evleri’miz çevre mahallelerde yaygınlaştırdığımız en değerli projelerimizden biri. Çocukların becerilerinin geliştirilmesi için kurduğumuz Masal Evleri’nin amacı; çocuklar için fırsat eşitliği yaratmak. Burada çocuklar eğlenerek eğitim alırken, annelerine yönelik Meslek Fabrikamız tarafından meslek edinme ve beceri kursları veriliyor. Şu ana kadar açtığımız 7 Masal Evi’nde; çalışmayan yüzlerce kadınımıza kurslar verdik, vermeye devam ediyoruz. Süt Kuzusu projesini yeni üretici kooperatifleri ile birlikte geliştirerek 30 ilçeye ulaştırdık.Çevre mahallelerdeki çocuklarımıza yüzme eğitimi veriyoruz. Marina İzmir’de 160’a yakın depremzede çocuğumuza, Kadifekale’de ikamet eden 45 çocuğumuza ücretsiz yüzme eğitimi verdik. 3 bölgede portatif yüzme havuzu kurduk ve 7 – 14 yaş aralığındaki 2 bin 379 çocuğumuz yüzme öğrendi. Bu çocuklarımızın yüzlerindeki gülümse benim için o kadar değerli ki… Yine İzmir Barosu ile bir ilke imza attık ve “İzmir İnsan Haklarının Başkenti” projesi kapsamında imzaladığımız protokol ile yepyeni bir hizmet başlattık. Şiddet mağdurlarının, kolaylıkla adli yardım talebinde bulunabileceği bir mecra oluşturmak için “adalet aracı”nı İzmirlilerin hizmetine sunduk. Tasarladığımız otobüs, bir seyyar adli yardım aracı olarak İzmir’in arka mahallelerine gidiyor ve hemşerilerimize yerinde hukuki destekte bulunuyor. Örneğin şiddete maruz kalan kadınlar aracımızda avukatlarla görüşebiliyor.Bu dönemin en büyük projesi Buca Metrosu ve raylı sistem yatırımları olacak. 11 milyar lira bütçesi ile İzmir tarihinin en büyük yatırımı olacak Buca Metrosu’nun yapımına başlamak için son aşama ihaleyi yaptık. İhale sürecinin tamamlanmasının ardından çalışmalara başlayacağız. Yüzde 12 seviyesinde aldığımız Narlıdere metrosunun inşaatında yüzde 82 seviyesine geldik. Tüneller açıldı. Yine Gaziemir-Karabağlar, Örnekköy-Yeni Girne Tramvayı, Kemalpaşa-Otogar Metro hatları ile ilgili çalışmalarımız sürüyor. Yaklaşık 26 milyar liralık bir yatırımdan bahsediyoruz. Amacımız kent içi toplu ulaşımda raylı sistemlerin ağırlığını artırmak. Çevreci, konforlu ulaşım ağını geliştirmek. Yine diğer önemli bir yatırımımız ise Konak’tan Otogar’a ulaşımı 10 dakikaya indirecek, Buca ile İzmir Şehirlerarası Otobüs Terminali arasında şehir trafiğine girmeden bağlantı sağlayacak yaklaşık 1 milyar liralık yol projesi. Bununla ilgili de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İzmir’de COVİD-19 süreci nasıl yönetiliyor? – Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınıyla mücadele ve sürecin getirdiği mali yüke rağmen yatırımlarımız hız kesmedi, pek çok yatırımı da başlattık. 30 Ekim’de yaşadığımız deprem ve ardından sel felaketi ile sarsıldık. Hem pandeminin hem de afetin yaralarını sarmak için İzmirlilerin verdiği destek ile güzel bir dayanışma örneği sergiledik. Göreve gelir gelmez Toplum Sağlığı Dairesi Başkanlığı’nı kurduk. Pandemi koşullarına göre çok hızlı bir kurumsal yenilenmeyi hayata geçirerek Türkiye’de örneği olmayan bu uygulamaya “Kriz Belediyeciliği” adını verdik.Pandemi başlar başlamaz doktorlardan, sağlıkçılardan, akademisyenlerden oluşan bir bilim kurulu kurduk. Halkın Bakkalı’nı, Askıda Kitap’ı, Askıda Fatura’yı tüm İzmirlilerle birlikte hayata geçirdik. Pandemi döneminde uzaktan eğitimde; evinde internet ve bilgisayarı olmayan öğrencilerimiz için belediyemiz imkânlarını seferber etti. Belediye tesislerimizi eğitim merkezlerine dönüştürdük. Ayrıca interneti olmayan 20 bin öğrenciye 4 GB internet, 3 bin öğrenciye de tablet dağıttık. İzmir Büyükşehir Belediyesi Covid-19 salgınıyla mücadelede vatandaşların maskeye ücretsiz erişimini kolaylaştırmak için, maskematik uygulamasını başlatan ilk belediye oldu. Pandemide ürettiğimiz çözümlerle sadece Türkiye’ye değil dünyaya da ilham verdik. Pandemi sürecinde ihtiyaç sahibi aileler bulundukları bölgenin Belediyelerin sosyal yardım hizmetlerinden yararlandı. Kaç aileye destek olundu. Destek yardımları devam ediyor mu? -Pandemi sürecinde aralarında kahvehaneciler, kantinciler, antrenörler, gevrekçiler, çiçekçiler, mısır satıcıları, seyyar satıcılarında yer aldığı toplam 91 bin 165 vatandaşımıza 43 milyon 700 bin TL nakit desteği sağladık. Pandemi sürecinde toplam 501 bin gıda paketi, 150 bin hijyen paketi vatandaşlarımıza ulaştırdık. Bu gıda paketlerinin 296 bin adetini vatandaşlarımız bizlere bağış olarak ulaştırdı. 205 bin adetini ise biz kendi bütçemizden satın aldık. Pandemi sürecinde gelen talepler doğrultusunda yaptığımız sosyal incelemeler sonucunda çıkardığımız yoksulluk haritasına göre derin yoksulluğun yaşandığı ve kronik hale geldiği bölgeleri belirleyip ilk etapta 5 yerde Bizİzmir Dayanışma Noktası adını verdiğimiz yerleri hizmete açtık. Dayanışma noktalarında günlük ortalama bin kişilik sıcak yemek dağıtımının yanı sıra ayni ve nakdi yardımların yapıldığı tüm sosyal hizmet faaliyetleri yürütülüyor. AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ile bir toplantı gerçekleştirdiniz. Toplantıda depremzedeler ve 340 milyon liralık Dünya Bankası kredisi konusu da gündeme geldi. Bu konuda atılmış adım var mı? – Dünya Bankası’yla ilgili görüşmelerimiz pandemi öncesi Ocak ayında Washington’da oldu. 340 milyon dolarlık bir kaynağı 4 ay içinde çıkarttık. Bu para orada duruyor. Paranın bir bölümü İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeni binasının yapılmasında da kullanılacak. Depremde zarar gören İZSU idaresinin bazı yerlerinin tamiratında da kullanılacak. Ama 5 bin 800 orta hasarlı bina için 5 yıl ödemesiz 25 yıl ödemeli yani 30 yıl vadeli, çok düşük faizle, 1 civarında bir faizle bir kaynak yarattık. Bu bir başarıdır. Bu İzmir, Türkiye ekonomisi için bir kazançtır. İstihdam demektir, ticari canlılıktır aynı zamanda. Biz bunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu bizim hakkımız. İzmir’e güvenilmiş, Türkiye’ye güvenilmiş. Dünya Bankası böyle bir kaynağı aktarmaya karar vermiş. Tek eksiğimiz Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin garantör olması, onay vermesi. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından ihtiyaç sahibi ailelere ait olduğu onaylanan faturaları ödemek amaçlı askıda fatura kampanyası başlatmıştınız hatta bu faturaları ilk ödeyenler İzmir’in belediye başkanları olmuştu biz de haberlerini yapmıştık. Bu zamana kadar toplam ne kadar fatura başvurusu oldu? – Pandemi sürecinde “Biz Varız” diyerek başlattığımız dayanışma ağı olan “askıda fatura” uygulaması ile ekonomik sıkıntı yaşayan İzmirlilerin ödeyemediği su faturaları imkanı olan hemşerilerimiz tarafından ödendi. Uygulama kapsamında 23 bin kişinin tutarı 2 milyon 146 bin TL’yi bulan su faturası ödendi. İş hayatında fırsat eşitliği ilkesi kapsamında ‘yeni mezun’ şartı getirdiniz bundan bahsedebilir misiniz? -Bu uygulamayla hem gençlere istihdam sağlamak hem de Türkiye’ye yayılacak bir uygulamanın önünü açmak istiyoruz. Gençler iş bulmakta zorlanıyor ve her geçen gün şartlar ağırlaşıyor. Üniversiteden yeni mezun gençler için durum daha da zor olabiliyor. Bu uygulamayı ilk olarak Raylı Sistemler Dairesi Başkanlığımız başlattı. Çiğli Tramvayı Yapım İhalesi’nin teknik şartnamesine koyduğumuz özel maddeyle inşaat, makine, elektrik-elektronik, harita, jeoloji mühendisliği ve mimarlık bölümlerinden son üç yılda mezun olmuş ikişer kişinin Çiğli Tramvayı projesinde yer almasını sağladık. Gençlerimizin kariyerine katkı sağlamak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bisiklete binen bir başkan gördüğüne inanamayan vatandaşların bazıları sizin bütün toplantılarınıza bisikletle gitmeniz gerektiğini düşünüyor. Oysa bir günde kaç toplantıya gittiğinizi biz basın mensupları biliyoruz. Belediye Meclisinden bazen Bergama’ya ya da Foça’ya gitme durumunda kaldığınızda bisikletle gitmenizi düşünen bir grup var bunlar hakkında neler söylemek istersiniz? – Ulaşım ve trafik yükü, şehirlerimizin en temel sorunlarının başında geliyor. Pandemi sürecini yaşadıktan sonra bu yükün, gün geçtikçe daha da arttığını tecrübe ediyoruz. İzmir’de de trafik yükü çok fazla. Kentimizde bisiklet kullanımını artırmak ve özendirmek için birçok çalışma yürütüyoruz. BİSİM istasyonlarının sayısını artırıyor, yeni bisiklet ağları oluşturuyoruz. Ben de kent içinde işe ve toplantılara giderken bisiklet, uzak mesafelerde ise çevre dostu elektrikli aracı tercih ediyorum. Biliyorsunuz ki dünyamızın en büyük sorunlarından biri iklim krizi. Toplu ulaşımı, doğa dostu ulaşım araçların kullanımını teşvik ederek kentteki karbon salımını düşürmek istiyoruz.
İzmir’de kentsel dönüşüm proje çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz? Yüzde yüz uzlaşı, yerinde dönüşüm ve “Büyükşehir güvencesi ve garantörlüğü” ilkeleriyle altı bölgede kentsel dönüşüm çalışmalarına ara vermeden devam ediyoruz. Kentsel dönüşüm alanlarımızda kültür merkezinden spor alanlarına, pazar yerinden yeşil alana kadar tüm altyapı yatırımını da biz yapıyoruz. 2016 yılından bu yana kentsel dönüşüm projelerinde yavaşlayan bir süreç vardı, işin içine Büyükşehir iştiraki İZBETON’u dâhil ederek bu süreci hızlandırmış olduk. Böylece İzmir’in pek çok yerinde dönüşüm seferberliği başlattık ve sadece iki yıl içinde Ege Mahallesi’nde yaklaşık 500 milyon, Örnekköy’de ise yaklaşık 550 milyon lira olmak üzere yaklaşık 1 milyar lira ihale bedeli olan kentsel dönüşüm yapım çalışmalarını başlattık. Gaziemir Aktepe Emrez’de de 150 milyon lira ihale bedeli olan yapım işi için protokol imzaladık. Son 2.5 yılda yaklaşık 1.2 milyar lira bedel tutarında yapım işi başlattık. Uzundere 1. Etap ve 2. Etap ile Örnekköy 1. Etapta 874 konut ve 86 iş yeri olmak üzere 960 bağımsız birimin anahtar teslimini yaptık. Örnekköy 2. Etap için 2020’de yüklenici ile sözleşme yaptık. 190 bağımsız birim inşa edilecek ve 2023’te bitecek. İZBETON ile Örnekköy 3. ve 4. Etap, Gaziemir Aktepe Emrez’de 1. Etap’ta toplam 1300 bağımsız birimin yapımı için protokol imzaladık; 2024’te tamamlanacak. Ege Mahallesi’nde birinci etap için 2020’de yüklenici ile sözleşme yaptık. Birinci etap kapsamında 1028 bağımsız birim yapılacak. Uzundere’de 3. Etap’ta toplam 1422 adet diğer alanlarımızda 2900 adet olmak üzere toplam 4322 adet bağımsız bölüm kat karşılığı anahtar teslim yapım ihale aşamasına hazır hale getirildi. Çiğli Güzeltepe’de kentsel dönüşüm için belediyemizce tüm hazırlıklar tamamlandı ve uzlaşma aşamasına gelindi. Uzlaşma görüşmelerine 31 Ağustos’ta başladık. Ballıkuyu’da uzlaşmalar sürüyor. Seçim vaatlerinizden biri olan “Yüzülebilir Körfez” projesi şu an hangi aşamada? -Yüzülebilir körfez hedefimiz doğrultusunda Buca’da, Bornova’da ve Körfez havzasının tüm bölgelerinde yıllardır bekleyen yağmur suyu ayrıştırma projeleri için kazma vurduk. Kirlilik sorununu dışarıdan kuşattık. Son iki yılda 71 kilometrelik ayrıştırma kanalı tamamlandı ve ihalesini yaptığımız 62 kilometrelik ayrıştırma kanalının yapımına başlandı. Bu yıl ise 211 kilometrelik ayrıştırma kanalının yapımını ihale ediyoruz. Uyguladığımız toplam 344 kilometrelik ayrıştırma projesi ile körfeze giden yağmur sularının yaklaşık yarısını kanalizasyon sisteminden ayırmış olacağız. Süreç tamamlandığında, İzmir sel riskinden kurtulacak, arıtma tesisimizin ömrü uzayacak ve yağmurlu günlerde körfeze karışan kirlilik kaynağı ortadan kalkacak. Ayrıca Gediz Nehri’nin kurtarılması ve Körfez’de yaşanan iyileşme sürecinin devamı için yoğun çaba harcıyoruz. Sosyal medyada sürekli bir manipülatif saldırı söz konusu. Gerek ihtiyaç sahiplerine yardım edilmiyor, gerek sayın eşiniz Neptün Soyer’in kooperatif başkanlığı ile ilgili… Bu konuda neler söylemek istersiniz? -Biz şirketlerden değil, kooperatiflerden ürün alıyoruz. Kooperatif şirket değil. Kooperatif ticari kuruluş değil. Bir para kazanılırsa kooperatif üyeleri arasında paylaştırılır ya da yatırım yapılır. 104 kooperatif var. Kooperatifler Köy-Koop’un üyesidir. Başında seçimle gelen ve 2 dönem üst üste seçilen eşim var. Büyükşehir Belediye Başkanı olmamdan önce seçildi, devam ediyor. Bu bir zenginleşme yaratmaz. Benim eşim ne huzur hakkı, ne maaş, ne pay alır. 10 yıldır gönüllü olarak orada çalışıyor. 5 kuruş kârı yoktur. Ailemize bir kuruş gelmez oradan, asla! Benden çok daha fazla çalışır köylerde. Türkiye ekonomisi sizce ne durumda? – Pandemiyle birlikte ekonomik kriz çok daha fazla büyüdü, toplumun hemen her kesimini etkisi altına aldı. İşsizliği artırdı, enflasyon ve hayat pahalılığıyla birlikte, çok büyük kesimi yoksulluğa sürükledi. Ülkemizde pandemi öncesinden başlayan ekonomik sıkıntılar, küresel ve bölgesel gelişmeler, zaten böyle bir dönemin geldiğini açıkça ortaya koyuyordu. Biz bu süreci kriz belediyeciliği uygulaması ile birlikte ihtiyaç sahibi yurttaşlarımıza ve sektörlere destek vererek en az hasarla atlatmak için çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Son dönemlerde Büyükşehir belediyesi tarafından Bostanlı’ya mülteci okulu yapıldığı iddia edildi siz bu konuda gerekli açıklamayı sosyal medyadan yaptınız ama tepkiler hala devam ediyor. Bu konuyu aydınlatır mısınız? Karşıyaka Bostanlı’da Milli Eğitim Bakanlığı ve AB arasındaki anlaşmayla Karşıyaka Bostanlı’da yapılması planlanan okulla ilgili özellikle Whatsapp gruplarında, adımın da karıştırıldığı yalan ve iftiralarla dolu bir yazının dolaştığını gördüm. Söz konusu okul projesi, verilen izin, arsasıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi ve benim hiçbir ilgim bulunmadığını açıkladım. Zaten devlet yöneticileri de bu konuda açıklamalarını yaptı. Tunç Soyer denince akla en önce ‘tarım’ ‘karakılçık buğdayı’ geliyor. Tarım konusunda nasıl bir politika izlediniz ve nasıl sonuçlar aldınız? -“Başka Bir Tarım Mümkün” anlayışı vizyonundan doğan İzmir Tarımı ile aynı anda “kuraklıkla” ve “yoksullukla” mücadele ediyoruz. İzmir Tarımı, sadece tarlada başlayıp tarlada biten bir faaliyet değil; lojistiği, paketlenmesi, ürünlerin işlenmesi, markalaşması, satışı, ihracatı, Ar-Ge ve eğitim faaliyetleri ile bütün bir ekonomik süreci kapsıyor. 2021 ve 2022 üretim dönemini kapsayan 12 ayda toplam 338 milyon 600 bin liralık alım yapacağız. Bunun 154 milyon 600 bin lirası süt ürünlerine, 97 milyon lirası et ürünlerine, 15 milyonu yem bitkilerine ve geri kalan 72 milyon ise diğer ürünlere tekabül ediyor. Bayındır’da 65 milyon liralık bir yatırımla kurduğumuz Süt İşleme Fabrikası son yıllarda kamu eliyle açılan çok az sayıdaki tesisten biri oldu. Tarımı her alanda desteklemeye devam ediyoruz. Başka bir tarımın mümkün olduğu Türkiye’ye göstermek istiyoruz. Hedefimiz çiftçinin doğduğu yerde doyması, kentlinin adil gıdaya ulaşması.
İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak diğer Belediyelerle ortak çalışmalarınız devam ediyor. Elbette hepsi çok kıymetli ama özel olarak üzerinde durduğunuz çalışma/çalışmalar neler? – Mücadelemiz, öteki İzmir diye bir şeyin kalmaması, şehrin refahının tüm mahallelerde başlattığımız acil çözüm ekiplerinin çalışmalarına ve kentsel dönüşüme büyük önem veriyoruz. Sadece şehir merkezindeki mahalleler değil, köylerimiz için de yeni bir yapılanma kurduk. Acil Çözüm Kırsal ekibimiz, İzmir’in tüm köylerini ziyaret ederek hem sorunları yerinde tespit etmeye, hem de şehrimizin tarımsal ürün envanterini hazırlamaya başladı. Belediye tarihinde ilk defa köy köy gezen ve halkımızın sorunlarını dinleyen ekiplerimiz, köylerimizde yoksullukla mücadele için yolumuza ışık tutuyor. Yerel basın bir şehrin atan kalbi desek çok da yanlış bir tanımla olmayacaktır. Ancak basın zor durumda, ilan alabilmenin önü kesiliyor, yerel basın da kan kaybediyor. Üstelik haber sitelerine hiçbir yardım yapılmıyor. Bu kapsamda, yerel basına destek kapsamında bir çalışmanız var mı? -İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak yerel basının önemini çok iyi biliyoruz ve gereken desteği veriyoruz. Meclis kararlarının yerel basında yer alması için uzun süredir uyguladığımız bir çalışma var. Hükümet tarafından İzmir’e ayrılan yatırım bütçesi hakkında ne düşünüyorsunuz? – 2020 yılında merkezi yönetimin İzmir’e yaptığı yatırım 2 milyar 346 milyon 596 bin TL, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 3 milyar 222 milyon 319 bin TL. İzmir Büyükşehir Belediyesi yüzde 43 daha fazla yatırım yapmıştır. Türkiye’de hükümetin bir metre metro tüneli olmayan tek kent İzmir. Halkapınar-Otogar Metrosu, 8 yıldır yatırım planında. Onayı verildi, 8 yıldır iz bedeli ile geçiliyor. Biz üzerimize düşeni yapmaya devam ediyoruz. İzmirli bunu takdir ediyor. Bu sefer tersten soracağım. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı tunç soyer olarak vatandaşlara söylemedik istedikleriniz onlardan istekleriniz var mı? – İzmir, yaşadığımız afetlerde Türkiye’ye örnek bir dayanışma sergiledi. Zor günlerde kalkanımız birlik ve beraberlik oldu. Gücümüzü birbirimizden aldık. Bununla gururu duyuyorum. Aydınlık bir gelecek için bu birlik ve beraberliğimizin devamı en büyük isteğim. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in özgeçmişi1959 Ankara doğumlu Tunç Soyer, çocukluğundan beri İzmir’de yaşamaktadır. Bornova Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra üniversite eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamlamıştır. Bu süre zarfında Türk Haber Ajansı’nda muhabir olarak çalışmış ve göçmen kamplarında kadınların yaşadığı trajediyi konu alan bir çalışmayı Türkçeye çevirmiştir.Soyer, İsviçre Webster Koleji’nden “Uluslararası İlişkiler” ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nden “Avrupa Birliği” üzerine yüksek lisans derecesine sahiptir. 1991 yılında Seferihisar’da halen faaliyette olan bir tatil köyünü kurmuştur. İyi derecede İngilizce ve Fransızca konuşan biri olarak, dokuz yıl turizm sektöründe aktif yöneticilik yapmıştır.
2003 yılında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın Avrupa Birliği’nin elde edilebilir mali kaynakları konusunda danışmanlığını yapmış ve bu süreçte İzmir’in ekonomik ve sosyal hayatına ilişkin deneyimlerini güçlendirmiştir. 2004-2006 yılları arasında İzmir Ticaret Odası Dış İlişkiler Müdürü olarak görev yapmış, 2006 yılında EXPO İzmir Genel Sekreteri olarak atanmıştır. 2009 yılında Seferihisar Belediye Başkanı seçilmiş ve bu görevi iki dönem sürdürmüştür. Uluslararası yerel ölçekli kalkınma modeli Cittaslow’u (Yavaş Şehir) önce Seferihisar’a uygulamış, ardından Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne tanıtmıştır.Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiştir.Evli ve iki kız çocuğu babasıdır. Başkan Soyer’in Uluslararası Rolleri

İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak diğer Belediyelerle ortak çalışmalarınız devam ediyor. Elbette hepsi çok kıymetli ama özel olarak üzerinde durduğunuz çalışma/çalışmalar neler? – Mücadelemiz, öteki İzmir diye bir şeyin kalmaması, şehrin refahının tüm mahallelerde başlattığımız acil çözüm ekiplerinin çalışmalarına ve kentsel dönüşüme büyük önem veriyoruz. Sadece şehir merkezindeki mahalleler değil, köylerimiz için de yeni bir yapılanma kurduk. Acil Çözüm Kırsal ekibimiz, İzmir’in tüm köylerini ziyaret ederek hem sorunları yerinde tespit etmeye, hem de şehrimizin tarımsal ürün envanterini hazırlamaya başladı. Belediye tarihinde ilk defa köy köy gezen ve halkımızın sorunlarını dinleyen ekiplerimiz, köylerimizde yoksullukla mücadele için yolumuza ışık tutuyor. Yerel basın bir şehrin atan kalbi desek çok da yanlış bir tanımla olmayacaktır. Ancak basın zor durumda, ilan alabilmenin önü kesiliyor, yerel basın da kan kaybediyor. Üstelik haber sitelerine hiçbir yardım yapılmıyor. Bu kapsamda, yerel basına destek kapsamında bir çalışmanız var mı? -İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak yerel basının önemini çok iyi biliyoruz ve gereken desteği veriyoruz. Meclis kararlarının yerel basında yer alması için uzun süredir uyguladığımız bir çalışma var. Hükümet tarafından İzmir’e ayrılan yatırım bütçesi hakkında ne düşünüyorsunuz? – 2020 yılında merkezi yönetimin İzmir’e yaptığı yatırım 2 milyar 346 milyon 596 bin TL, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 3 milyar 222 milyon 319 bin TL. İzmir Büyükşehir Belediyesi yüzde 43 daha fazla yatırım yapmıştır. Türkiye’de hükümetin bir metre metro tüneli olmayan tek kent İzmir. Halkapınar-Otogar Metrosu, 8 yıldır yatırım planında. Onayı verildi, 8 yıldır iz bedeli ile geçiliyor. Biz üzerimize düşeni yapmaya devam ediyoruz. İzmirli bunu takdir ediyor. Bu sefer tersten soracağım. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı tunç soyer olarak vatandaşlara söylemedik istedikleriniz onlardan istekleriniz var mı? – İzmir, yaşadığımız afetlerde Türkiye’ye örnek bir dayanışma sergiledi. Zor günlerde kalkanımız birlik ve beraberlik oldu. Gücümüzü birbirimizden aldık. Bununla gururu duyuyorum. Aydınlık bir gelecek için bu birlik ve beraberliğimizin devamı en büyük isteğim. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in özgeçmişi1959 Ankara doğumlu Tunç Soyer, çocukluğundan beri İzmir’de yaşamaktadır. Bornova Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra üniversite eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamlamıştır. Bu süre zarfında Türk Haber Ajansı’nda muhabir olarak çalışmış ve göçmen kamplarında kadınların yaşadığı trajediyi konu alan bir çalışmayı Türkçeye çevirmiştir.Soyer, İsviçre Webster Koleji’nden “Uluslararası İlişkiler” ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nden “Avrupa Birliği” üzerine yüksek lisans derecesine sahiptir. 1991 yılında Seferihisar’da halen faaliyette olan bir tatil köyünü kurmuştur. İyi derecede İngilizce ve Fransızca konuşan biri olarak, dokuz yıl turizm sektöründe aktif yöneticilik yapmıştır.
2003 yılında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın Avrupa Birliği’nin elde edilebilir mali kaynakları konusunda danışmanlığını yapmış ve bu süreçte İzmir’in ekonomik ve sosyal hayatına ilişkin deneyimlerini güçlendirmiştir. 2004-2006 yılları arasında İzmir Ticaret Odası Dış İlişkiler Müdürü olarak görev yapmış, 2006 yılında EXPO İzmir Genel Sekreteri olarak atanmıştır. 2009 yılında Seferihisar Belediye Başkanı seçilmiş ve bu görevi iki dönem sürdürmüştür. Uluslararası yerel ölçekli kalkınma modeli Cittaslow’u (Yavaş Şehir) önce Seferihisar’a uygulamış, ardından Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne tanıtmıştır.Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiştir.Evli ve iki kız çocuğu babasıdır. Başkan Soyer’in Uluslararası Rolleri
- 150 bin yerel yönetimi temsil eden Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresinde Yönetim Kurulu üyesidir.
- Dünya çapında 1750 üyesi olan Sürdürülebilir Kentler Ağı’nın (ICLEI) Küresel Yönetim Kurulu üyesidir.
- 30 ülkede 272 şehir üyesi olan Uluslararası Cittaslow Ağı Başkan Yardımcısıdır.
- Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Örgütü (UCLG) Yönetim Kurulu ve Dünya Konseyi üyesidir.
- Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği (SODEM) Başkanıdır.
- Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEMSEN) Başkanıdır.
- Türkiye Ege Belediyeler Birliği Başkanıdır.
- Mediterranean Network of Cities (MedCities) Yönetim Kurulu üyesidir.
- Avrupa-Akdeniz Bölgesel ve Yerel Meclisi ARLEM’de Medcities örgütünü temsil eden üyedir.
- Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Örgütü (UCLG) Herkes için Fırsatlar, Kültür ve Şehir Diplomasisi Konseyi üyesidir.
- UCLG’nin Yerel Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Komitesi üyesidir.
- 2020’de U20 Kapsayıcı ve Müreffeh Toplumlar çalışma grubu başkanlığını yürütmüştür.
- Bu yıl UCLG Dünya Kültür Zirvesi’ne ev sahipliği yapmaya hak kazanmıştır.
- Kısa süre önce U20’ye daimî üye olarak davet edilmiştir.
- Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Yeşil Şehirler Ağı’nın Türkiye’den tek üyesidir.
- “İzmir Avrupa Yeşil Başkenti” olmak için resmi başvuruda bulunmuştur.