Girişimci İş Kadınları Federasyonu (GİFED) İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i İzmir' de ağırladı. Toplantıya İYİ Parti Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, İzmir İş Kadınları Derneği Başkanı Betül Sezgin, GİFED, İZİKAD Dernek üyeleri ve çok sayıda Parti üyeleri ve dernek üyeleri katılım gösterdi.
Genel Başkan Akşener, "Üreten insanların toplantılarına mümkün olan en üst yöneticilerimizle katılıyoruz ki; hem 'Biz neyiz, kimiz' sorularına cevaplar veriyorlar hem de sizlerin sorularınızdan öğreniyoruz. Biz kimiz sorusuna yanıt; elbette bir siyasi partiyiz ama öğrenen bir organizasyonuz. Çok yeni bir siyasi organizasyonuz. Kurumsal yapılar önemlidir ama kurumsal yapıları harekete geçirmek çok zordur. Kuralları, alışkanlıkları vardır. Alışkanlıkların dışına çıkmak dünyanın en zor işidir. Yeni kurulmuş bir yapı, daha hızlı hareket eder. En önemlisi sabit müşterisi olmadığı için kendi müşterisini organize eder. Bizim partimiz bir start-up, küçük bir girişimcilik organizasyonu. Başındaki kişi kadın. Yönetim kurulu başkanı bir kadın ve finans kurmakta çok zorlandık. Sonra melek yatırımcı sıfırdı. Kenarına biriktirdiği ölümlük parasını veren kadınlar oldu. Bu başka bir şey. Sabit seçmenimiz de yoktu. Çünkü seçmen de paylaşılmış. Bizim için müşteri velinimettir. Kendiniz partinize seçmen organize etmek durumundasınız. Bugün Türkiye'nin en başarılı start up'ıyız. Seçmenin ayağına gidip, mutlu etmeye çalışarak, 'Odağımız seçmen' diyerek ürettiğimiz bu fikri, seçmene ulaştırdık ve bugün itibarıyla 81 ilde bayilikleri olan, ilçelerimizin tamamında alt bayilerin olduğu, satış elemanların olduğu il ve ilçe teşkilatlarımızın yöneticilerinden bahsediyorum ve her birinin başarı öyküsünün ne kadar seçmen kazandırdığıyla ölçüldüğü bir sistemimiz var. İlk seçimden sonra devletten 37 milyon TL sizin vergilerinizle para aldık. Bu, bir mucizedir. Türkiye'nin en iyi siyasi kafa avcısıyım. Teknik kadromuz fevkalade. Bütün bunlar başarı öyküsü ama çok başarısız olduğum bir yer var. Kadın konusunda başarısız oldum. Kadın seçtirme konusunda başarısız oldum. Yüzde 25 kadın kotamız var. Bütün birimlerimizde yüzde 25 kadın kotasına uyuldu ama milletvekilliği konusunda maalesef başarısız oldum. Bu defa bunu çözeceğiz. Örneğin genç bir kadını, Uşak'ta birinci sırada aday gösterdik. 'Ben dururken onu nasıl aday gösterirsin?' diyen erkekler bir dayanışma gösterdi. Aday olan genç kadını seçtiremedik. Kadınlar arasındaki dayanışma çok düşük. Bunu nasıl çözeriz? Ona bakmamız lazım.'' dedi.
Girişimci İş Kadınları Federasyonu (GİFED) Başkanı Huriye Serter,"Güzel bir İzmir sabahından hepinize günaydın merhabalar diyorum. Dilerim günümüz güzel geçer. Bugün hepimiz için çok özel bir gün. Çünkü aramızda bir konuğumuz var. Kadın yaşamının daha çocukluktan itibaren zor olduğu ülkemizde -bu zorlukları yenerek bugünlere gelen, tüm samimiyetiyle ve bence kadın ya da erkek tanımlamalarının da dışında sadece ve sadece 'insan' olarak hareket eden ve bugün bizlere onur veren -Sn Meral Akşener, İYİ Parti Genel Başkanı... Hoş geldiniz. Milletvekillerimiz Sn Müsavat Dervişoğlu, Sn Aytun Çıray, İzmir İl Başkanı Sn Hüsmen Kırkpınar, Sn Figen Kırkpınar, Ve partinin üst düzey yetkilileri de bugün bizlerle birlikteler. Kendilerine hoş geldiniz diyorum. Bizler iş dünyasındaki kadınlar olarak artık siyasette; sorunlarımızı bilen, tüm kadınların gerek ekonomiye katılımında gerekse siyasette ve karar alma mekanizmalarında yer almalarında desteklenmesi gerektiğine inanan, -kadınların kendi kararlarını verebilme özgürlüğüne sahip olarak yetişmelerini parti politikası olarak benimseyen liderler görmeyi istiyoruz.Bugün artık bu ülkenin kadın hakları veya kadınlarla ilgili politikalarının siyaseun ikincil meselesi değil, asli meselesi olduğunu en iyi şekilde fark eden ve harekete geçen siyasetçilere ihtiyacımız var... Türkiye'de kadınlar çok önemli bir güç ve giderek daha da bilinçlenen toplumsal bir grup. Ve toplumun yarısından fazlasını oluşturuyorlar. Fakat ne yazık ki büyük resme baktığımızda pek de destek göremediğimizi düşünüyoruz. Ülkemiz Dünya Ekonomik Forumu endeksine göre TCEşitsizliğinde 146 ülke arasında 124'üncü sırada yer alıyor. Türkiye'den sonra Angola, Bhutan, Suudi Arabistan Afganistan, Pakistan, Kongo, Iran geliyor. Ruanda 6. sırada. Ülkemizde 2 milyon 877 bin kadın okuma yazma bilmiyor. Bu ne demek bu kadınların dünyayla iletişiminin olmaması demek. Kadınların % 70nin hiçbir geliri yok (bu yüzden ömür boyu erkeğe bağımlılar) yani büyük bir kadın yoksulluğu var. Ülkemizde çalışabilir kadın nüfusu 31 milyon 509 iken bunun sadece ( 9 milyon 197bin)i istihdama katılabiliyor. Ve bu katılanların da maalesef hemen hemen yarısı yani 4 milyon küsürü (200 bin) kayıt dışı çalışmak zorunda kalıyorlar. Yani neredeyse bir izmir nüfusu kadar kadın güvencesiz çalışıyor. Tarımda ücretsiz çalışanların % 80i de yine kadınlar. -Girişimciliğe baktığımızda ise Türkiye'de 1 milyon 330 bin girişimci var, fakat bunlardan sadece 190 bini kadın girişimci. Endonezya, Meksika ve Brezilya'da kadın girişimcilerin sayısı erkek girişimcilerin sayısından fazla.Kadın girişimcilerin işlerini zorlaştıran faktörlerin başında finansa erişim, bilgi ve mentorluk eksikliği, rol model eksikliği, iş dünyasında cinsiyet eşitliğinin özümsenmemiş olması geliyor, Türkiye'de kadın girişimcilere yapılan yatırım miktarı her yıl artsa da kadınların toplam girişim yatırımlarından aldığı pay hala istenilen düzeyde değil. Kamu kurumlarında tedarik zincirlerine kadınların yönettiği şirketleri dahil etmek gerekiyor. Evet, yapılacak çok iş var...Kamunun destekleyici politikaları hayata geçirmesi, kararlı teşvik ve destek programları uygulaması çok önemli. Girişimci kadınlar için kaynağa erişim sağlanması, vergi avantajlari, istihdam ve yatırım teşvikleri gerekiyor. İstihdamda olan kadınlar için de pek çok düzenlemenin yeniden yapılması gerekiyor. Örneğin işletmeler 150 kadından sonra başka kadın çalışan almıyorlar. Çünkü 150 kadın çalışandan daha fazlası olduğunda kreş açmak zorundalar. Aslında bizler işyerlerindeki çalışma koşullarının, sadece kadınların değil, erkeklerin de çocuklarına bakma yükümlülüğüne uygun şekilde düzenlenmesini istiyoruz. Kadın/erkek olmasına bakılmaksızın, en az 50 işçi çalıştıran kamu/özel tüm işyerlerinde ücretsiz bakım evleri ve kreşlerin açılması zorunlu olmalıdır. Özel sektör ve kamu olmak üzere tüm kurumlarda eşitlik kültürünün yaygınlaştırılması büyük önem taşıyor.Kadın girişimciliğinin ve istihdamının desteklenmesi ve yaygınlaştırılması, tamamıyle devlet politikası olarak ele alınması gereken bir strateji olmalıdır. Meclise bakınca: 1935 yılında yapılan ilk genel seçimlerde kadın sayısı oranı ile dünya ikincisiydik (399 vekilden 17 kadin) Bugün geldiğimiz noktada TBMM 'de kadın temsili (Avrupada 37 ülke içinde sondan 3.yüz) (Dünyada 192 ülke arasında 117. Sıradayız) Belediye Başkanlıklarına bakıyoruz %3.2. 1930' dan bugüne 119 kadın bld bşk'lığı yapmış, 40 küsürü şu an hala görevde. Türkiye çapında 1391 bld olduğunu düşünürsek ne kadar az sayıda olduğumuzu üzülerek görüyoruz.Oysa ki Belediye Başkanlığı için bir kadın liderin o kente neler katabileceğini, alınan kararların kadın ve çocuk odaklı olacağını, daha adil, daha özgür ve her alanda daha eşit ve güvenilir bir kent olacağını hepimiz biliyoruz. Aslında ülkemizde çok güçlü kadılar var, ama siyasette, şirketlerde ticaret ve sanayi odalarında, yönetim kurullarında yani üst düzey temsillerde maalesef gördüğünüz gibi kadının adı yok... Ya seçilemeyecek sıralarda gösteriliyorlar ya da neden yok dediğimizde çok aradık ama bulamadık diyorlar. Aslında hepimiz çok iyi biliyoruz ki konu kadın meselesi değil, demokrasi meselesi... Biz artık kadınlar ve erkekler, el ele vererek, bu tablo değişsin istiyoruz. Başka resimler görmek istiyoruz. Teknolojinin, dijitalleşmenin giderek arttığı, robotların, yapay zekanın harekete geçtiği yeni bir dünya düzeni geliyor. Dünya böyle bir yöne evrilirken değişip dönüşürken biz neler yapıyoruz? Kadınları yeni dünya düzenine hazırlıyor muyuz? Onların sorunlarını dile getirip çözümler arıyor muyuz? İşte tam da burada bizler bu eksiğin farkına vararak iş kadınları dernekleri olarak bir federasyon çatısı altında birleştik, ve bu değişim ve dönüşümün bir parçası olduk. Böylece Türkiyede iş dünyasına yönelik kurulmuş ilk kadın federasyonu olan GIFED doğmuş oldu.2022 Ocak ayında yaptığımız Genel Kurulumuzda Prof Dr Sn Aylin Göztaş; 'Cumhuriyet tarihinde ilk kez böyle bir kurumun oluşumuna önderlik ediyorsunuz, bir destan yazıyorsunuz. -Bu çok özel ve değerli, Kendinizle gurur duyun' demişti. -Artık sesimiz daha gür çıkıyor. Etki alanımızı daha da genişlettik. Evet Aylin hocam kendimizle gurur duyuyoruz. GIFED İş Kadınları Federasyonu bir Anadolu hareketidir.Bizler;Etkin derneklerimizin birbirinden değerli başkanları ve derneklerimizin ülke ekonomisine yön veren, istihdam sağlayan çalışkan üyeleri ile birlikte, tüm kadınların her alanda güçlenmesi, ekosistemimize yeni girişimci ve iş kadınları kazandırılması ama hepsinden önemlisi bereketli ve kadim Anadolu topraklarının yetiştirdiği o güçlü rol model kadınların daha görünür için tüm gücümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Henüz kuruluşumuzun 1. Yılı dolarken pek çok etkinlik ve proje ile fark yaratıyoruz. Dün 8 şehrimizden GIFED derneklerimiz ve Kıbrıs İş Kadınları derneği birlikte Girişimcilik haftası kapsamında İzmirde Girişimcilik Zirvemizi gerçekleştirdik.Bugün buradan çıktıktan sonra iç İşleri Bakanlığından fon aldığımız, Anadolunun 8 şehrinde gerçekleştireceğimiz "Anadolu Kadınları Haklarını Konuşuyor" projemizin açılışına koşacağız.Bugün burada hem ülke ekonomisine katkı koyan, hem de Ülkesinin geleceği için çalışan ama çok çalışan, konfor alanından çıkmış pek çok kadın lider var.Türkiye'deki kadın sorununun çözümünde elbette ki STK'larının önemi çok büyük, ama bizler yapacağımız iş birlikleri ve paydaşlıklarla sesimizin daha güçlü çıkacağına inanıyoruz. -Bu yüzden yerel yönetimler, üniversiteler, meslek odaları, başka STK'lar ve basınımız ile yol arkadaşlıkları yapıyoruz.GİFED olarak UNDP'nin 2030 kalkınma Amaçları'nı kendimize hedef 5.TCE / 8.İNSANA YAKIŞIR İŞ VE EKONOMİK BÜYÜME/10.EŞİTSİZLİKLERİN AZALTILMASI. Bu amaçlar bizim tüzüğümüzü doğrudan ilgilendiriyor. Fakat son 17. Amaç var ki o her şekilde hepimizi ilgilendiriyor. Amaçlar İçin Ortaklıklar... Bu madde üzerinde hepimizin çok iyi düşünmesi gerekiyor.Umuyorum ki, Türkiyenin ilk ve tek İş Kadınları Federasyonu olarak bir araya geldiğimiz bu toplantıdan, kadın ve ekonomi konusunda kafamızdaki tüm yanıt bulmuş şekilde ve bu toplantıyı çok iyi değerlendirmiş olarak çıkarız.Bugün bizleri onurlandırdığınız için, Mustafa Kemal Atatürkün yolunda yürüyen kadınlar olarak size teşekkürlerimizi sunuyoruz. "
Genel Başkan Akşener, "Üreten insanların toplantılarına mümkün olan en üst yöneticilerimizle katılıyoruz ki; hem 'Biz neyiz, kimiz' sorularına cevaplar veriyorlar hem de sizlerin sorularınızdan öğreniyoruz. Biz kimiz sorusuna yanıt; elbette bir siyasi partiyiz ama öğrenen bir organizasyonuz. Çok yeni bir siyasi organizasyonuz. Kurumsal yapılar önemlidir ama kurumsal yapıları harekete geçirmek çok zordur. Kuralları, alışkanlıkları vardır. Alışkanlıkların dışına çıkmak dünyanın en zor işidir. Yeni kurulmuş bir yapı, daha hızlı hareket eder. En önemlisi sabit müşterisi olmadığı için kendi müşterisini organize eder. Bizim partimiz bir start-up, küçük bir girişimcilik organizasyonu. Başındaki kişi kadın. Yönetim kurulu başkanı bir kadın ve finans kurmakta çok zorlandık. Sonra melek yatırımcı sıfırdı. Kenarına biriktirdiği ölümlük parasını veren kadınlar oldu. Bu başka bir şey. Sabit seçmenimiz de yoktu. Çünkü seçmen de paylaşılmış. Bizim için müşteri velinimettir. Kendiniz partinize seçmen organize etmek durumundasınız. Bugün Türkiye'nin en başarılı start up'ıyız. Seçmenin ayağına gidip, mutlu etmeye çalışarak, 'Odağımız seçmen' diyerek ürettiğimiz bu fikri, seçmene ulaştırdık ve bugün itibarıyla 81 ilde bayilikleri olan, ilçelerimizin tamamında alt bayilerin olduğu, satış elemanların olduğu il ve ilçe teşkilatlarımızın yöneticilerinden bahsediyorum ve her birinin başarı öyküsünün ne kadar seçmen kazandırdığıyla ölçüldüğü bir sistemimiz var. İlk seçimden sonra devletten 37 milyon TL sizin vergilerinizle para aldık. Bu, bir mucizedir. Türkiye'nin en iyi siyasi kafa avcısıyım. Teknik kadromuz fevkalade. Bütün bunlar başarı öyküsü ama çok başarısız olduğum bir yer var. Kadın konusunda başarısız oldum. Kadın seçtirme konusunda başarısız oldum. Yüzde 25 kadın kotamız var. Bütün birimlerimizde yüzde 25 kadın kotasına uyuldu ama milletvekilliği konusunda maalesef başarısız oldum. Bu defa bunu çözeceğiz. Örneğin genç bir kadını, Uşak'ta birinci sırada aday gösterdik. 'Ben dururken onu nasıl aday gösterirsin?' diyen erkekler bir dayanışma gösterdi. Aday olan genç kadını seçtiremedik. Kadınlar arasındaki dayanışma çok düşük. Bunu nasıl çözeriz? Ona bakmamız lazım.'' dedi.Girişimci İş Kadınları Federasyonu (GİFED) Başkanı Huriye Serter,"Güzel bir İzmir sabahından hepinize günaydın merhabalar diyorum. Dilerim günümüz güzel geçer. Bugün hepimiz için çok özel bir gün. Çünkü aramızda bir konuğumuz var. Kadın yaşamının daha çocukluktan itibaren zor olduğu ülkemizde -bu zorlukları yenerek bugünlere gelen, tüm samimiyetiyle ve bence kadın ya da erkek tanımlamalarının da dışında sadece ve sadece 'insan' olarak hareket eden ve bugün bizlere onur veren -Sn Meral Akşener, İYİ Parti Genel Başkanı... Hoş geldiniz. Milletvekillerimiz Sn Müsavat Dervişoğlu, Sn Aytun Çıray, İzmir İl Başkanı Sn Hüsmen Kırkpınar, Sn Figen Kırkpınar, Ve partinin üst düzey yetkilileri de bugün bizlerle birlikteler. Kendilerine hoş geldiniz diyorum. Bizler iş dünyasındaki kadınlar olarak artık siyasette; sorunlarımızı bilen, tüm kadınların gerek ekonomiye katılımında gerekse siyasette ve karar alma mekanizmalarında yer almalarında desteklenmesi gerektiğine inanan, -kadınların kendi kararlarını verebilme özgürlüğüne sahip olarak yetişmelerini parti politikası olarak benimseyen liderler görmeyi istiyoruz.Bugün artık bu ülkenin kadın hakları veya kadınlarla ilgili politikalarının siyaseun ikincil meselesi değil, asli meselesi olduğunu en iyi şekilde fark eden ve harekete geçen siyasetçilere ihtiyacımız var... Türkiye'de kadınlar çok önemli bir güç ve giderek daha da bilinçlenen toplumsal bir grup. Ve toplumun yarısından fazlasını oluşturuyorlar. Fakat ne yazık ki büyük resme baktığımızda pek de destek göremediğimizi düşünüyoruz. Ülkemiz Dünya Ekonomik Forumu endeksine göre TCEşitsizliğinde 146 ülke arasında 124'üncü sırada yer alıyor. Türkiye'den sonra Angola, Bhutan, Suudi Arabistan Afganistan, Pakistan, Kongo, Iran geliyor. Ruanda 6. sırada. Ülkemizde 2 milyon 877 bin kadın okuma yazma bilmiyor. Bu ne demek bu kadınların dünyayla iletişiminin olmaması demek. Kadınların % 70nin hiçbir geliri yok (bu yüzden ömür boyu erkeğe bağımlılar) yani büyük bir kadın yoksulluğu var. Ülkemizde çalışabilir kadın nüfusu 31 milyon 509 iken bunun sadece ( 9 milyon 197bin)i istihdama katılabiliyor. Ve bu katılanların da maalesef hemen hemen yarısı yani 4 milyon küsürü (200 bin) kayıt dışı çalışmak zorunda kalıyorlar. Yani neredeyse bir izmir nüfusu kadar kadın güvencesiz çalışıyor. Tarımda ücretsiz çalışanların % 80i de yine kadınlar. -Girişimciliğe baktığımızda ise Türkiye'de 1 milyon 330 bin girişimci var, fakat bunlardan sadece 190 bini kadın girişimci. Endonezya, Meksika ve Brezilya'da kadın girişimcilerin sayısı erkek girişimcilerin sayısından fazla.Kadın girişimcilerin işlerini zorlaştıran faktörlerin başında finansa erişim, bilgi ve mentorluk eksikliği, rol model eksikliği, iş dünyasında cinsiyet eşitliğinin özümsenmemiş olması geliyor, Türkiye'de kadın girişimcilere yapılan yatırım miktarı her yıl artsa da kadınların toplam girişim yatırımlarından aldığı pay hala istenilen düzeyde değil. Kamu kurumlarında tedarik zincirlerine kadınların yönettiği şirketleri dahil etmek gerekiyor. Evet, yapılacak çok iş var...Kamunun destekleyici politikaları hayata geçirmesi, kararlı teşvik ve destek programları uygulaması çok önemli. Girişimci kadınlar için kaynağa erişim sağlanması, vergi avantajlari, istihdam ve yatırım teşvikleri gerekiyor. İstihdamda olan kadınlar için de pek çok düzenlemenin yeniden yapılması gerekiyor. Örneğin işletmeler 150 kadından sonra başka kadın çalışan almıyorlar. Çünkü 150 kadın çalışandan daha fazlası olduğunda kreş açmak zorundalar. Aslında bizler işyerlerindeki çalışma koşullarının, sadece kadınların değil, erkeklerin de çocuklarına bakma yükümlülüğüne uygun şekilde düzenlenmesini istiyoruz. Kadın/erkek olmasına bakılmaksızın, en az 50 işçi çalıştıran kamu/özel tüm işyerlerinde ücretsiz bakım evleri ve kreşlerin açılması zorunlu olmalıdır. Özel sektör ve kamu olmak üzere tüm kurumlarda eşitlik kültürünün yaygınlaştırılması büyük önem taşıyor.Kadın girişimciliğinin ve istihdamının desteklenmesi ve yaygınlaştırılması, tamamıyle devlet politikası olarak ele alınması gereken bir strateji olmalıdır. Meclise bakınca: 1935 yılında yapılan ilk genel seçimlerde kadın sayısı oranı ile dünya ikincisiydik (399 vekilden 17 kadin) Bugün geldiğimiz noktada TBMM 'de kadın temsili (Avrupada 37 ülke içinde sondan 3.yüz) (Dünyada 192 ülke arasında 117. Sıradayız) Belediye Başkanlıklarına bakıyoruz %3.2. 1930' dan bugüne 119 kadın bld bşk'lığı yapmış, 40 küsürü şu an hala görevde. Türkiye çapında 1391 bld olduğunu düşünürsek ne kadar az sayıda olduğumuzu üzülerek görüyoruz.Oysa ki Belediye Başkanlığı için bir kadın liderin o kente neler katabileceğini, alınan kararların kadın ve çocuk odaklı olacağını, daha adil, daha özgür ve her alanda daha eşit ve güvenilir bir kent olacağını hepimiz biliyoruz. Aslında ülkemizde çok güçlü kadılar var, ama siyasette, şirketlerde ticaret ve sanayi odalarında, yönetim kurullarında yani üst düzey temsillerde maalesef gördüğünüz gibi kadının adı yok... Ya seçilemeyecek sıralarda gösteriliyorlar ya da neden yok dediğimizde çok aradık ama bulamadık diyorlar. Aslında hepimiz çok iyi biliyoruz ki konu kadın meselesi değil, demokrasi meselesi... Biz artık kadınlar ve erkekler, el ele vererek, bu tablo değişsin istiyoruz. Başka resimler görmek istiyoruz. Teknolojinin, dijitalleşmenin giderek arttığı, robotların, yapay zekanın harekete geçtiği yeni bir dünya düzeni geliyor. Dünya böyle bir yöne evrilirken değişip dönüşürken biz neler yapıyoruz? Kadınları yeni dünya düzenine hazırlıyor muyuz? Onların sorunlarını dile getirip çözümler arıyor muyuz? İşte tam da burada bizler bu eksiğin farkına vararak iş kadınları dernekleri olarak bir federasyon çatısı altında birleştik, ve bu değişim ve dönüşümün bir parçası olduk. Böylece Türkiyede iş dünyasına yönelik kurulmuş ilk kadın federasyonu olan GIFED doğmuş oldu.2022 Ocak ayında yaptığımız Genel Kurulumuzda Prof Dr Sn Aylin Göztaş; 'Cumhuriyet tarihinde ilk kez böyle bir kurumun oluşumuna önderlik ediyorsunuz, bir destan yazıyorsunuz. -Bu çok özel ve değerli, Kendinizle gurur duyun' demişti. -Artık sesimiz daha gür çıkıyor. Etki alanımızı daha da genişlettik. Evet Aylin hocam kendimizle gurur duyuyoruz. GIFED İş Kadınları Federasyonu bir Anadolu hareketidir.Bizler;Etkin derneklerimizin birbirinden değerli başkanları ve derneklerimizin ülke ekonomisine yön veren, istihdam sağlayan çalışkan üyeleri ile birlikte, tüm kadınların her alanda güçlenmesi, ekosistemimize yeni girişimci ve iş kadınları kazandırılması ama hepsinden önemlisi bereketli ve kadim Anadolu topraklarının yetiştirdiği o güçlü rol model kadınların daha görünür için tüm gücümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Henüz kuruluşumuzun 1. Yılı dolarken pek çok etkinlik ve proje ile fark yaratıyoruz. Dün 8 şehrimizden GIFED derneklerimiz ve Kıbrıs İş Kadınları derneği birlikte Girişimcilik haftası kapsamında İzmirde Girişimcilik Zirvemizi gerçekleştirdik.Bugün buradan çıktıktan sonra iç İşleri Bakanlığından fon aldığımız, Anadolunun 8 şehrinde gerçekleştireceğimiz "Anadolu Kadınları Haklarını Konuşuyor" projemizin açılışına koşacağız.Bugün burada hem ülke ekonomisine katkı koyan, hem de Ülkesinin geleceği için çalışan ama çok çalışan, konfor alanından çıkmış pek çok kadın lider var.Türkiye'deki kadın sorununun çözümünde elbette ki STK'larının önemi çok büyük, ama bizler yapacağımız iş birlikleri ve paydaşlıklarla sesimizin daha güçlü çıkacağına inanıyoruz. -Bu yüzden yerel yönetimler, üniversiteler, meslek odaları, başka STK'lar ve basınımız ile yol arkadaşlıkları yapıyoruz.GİFED olarak UNDP'nin 2030 kalkınma Amaçları'nı kendimize hedef 5.TCE / 8.İNSANA YAKIŞIR İŞ VE EKONOMİK BÜYÜME/10.EŞİTSİZLİKLERİN AZALTILMASI. Bu amaçlar bizim tüzüğümüzü doğrudan ilgilendiriyor. Fakat son 17. Amaç var ki o her şekilde hepimizi ilgilendiriyor. Amaçlar İçin Ortaklıklar... Bu madde üzerinde hepimizin çok iyi düşünmesi gerekiyor.Umuyorum ki, Türkiyenin ilk ve tek İş Kadınları Federasyonu olarak bir araya geldiğimiz bu toplantıdan, kadın ve ekonomi konusunda kafamızdaki tüm yanıt bulmuş şekilde ve bu toplantıyı çok iyi değerlendirmiş olarak çıkarız.Bugün bizleri onurlandırdığınız için, Mustafa Kemal Atatürkün yolunda yürüyen kadınlar olarak size teşekkürlerimizi sunuyoruz. " 
