Hazan ne zaman gelse ne zaman insan biraz hüzünlense bu mevsimde. Rüzgâr sanki eski ve bir o kadar hicaz bir şarkı söyler gibi uğuldar durur.
Bu şarkıyla hiç sevişmemiş bir kulağa rastlayamazsınız bu dünyada.
İlla ki öpüşmüştür gözyaşlarıyla, illa ki okşamıştır ruhu, illa ki titretmiştir yüreği ‘’tüyleri diken edip, batırmıştır’’ aşka.
Ve gitmiştir ve o kara kış gelmiştir ardından. Kasım, böyle bir aydır işte.
Aslında ilginçtir mevsimler, sonbahar olur, ardından o elleri çatlatan, burunları akıtan, aksırık tıksırık dolu günleri yaşatan, nane limonu nimet yaptıran aylar gelir ardından. Soğuk, ayaz, yağmur, çamur, kış kıyamet dedikleri eskilerin, gelir.
Sonbaharın son ayı Kasım’ın ardından.
Kıştan sonra ilkbahar aşkın mevsimidir aslında, her şey, her bir canlı hücrelerini yeniler ve dökülmüş deriler ilkbaharda yenilerine kucak açarken, eskilerle vedalaşır.
Belki insan sıcak bir odada, pencerenin camını tıklatan yağmur damlalarının sesini fark edecek kadar yalnızdır Kasım’da. Pencereye bakar saatlerce, siz onu deli sanabilirsiniz, sanmayın.
O aslında bir şekilde camına düşmüş, ayrı ayrı damlaların kavuşabilme olasılıklarını hesaplıyordur. Ya da o kavuşma anında bir damla olabilmeyi hayal ediyordur. Aslında aklından geçen isteği basittir, iki damla iki kavuşup, daha da büyüyerek, kendinden küçük biri kız, biri erkek iki de damlacığı yanına alıp, mümkünse pervaza, sevdiği damla ile düşmek.
İnsan yalnızdır Kasım’da…
Ve hep kalpler çizer, içini doldurduğu pencere camının buğusuna.
Ve sanatkâr olur insan Kasım’da. Şair olur, ressam olur dökülmüş yaprak tablolarına. Kanadı kolu kırık heykeller genelde bu ayın hasatlarındandır.
Hicaz şarkıların şarkıcısı olur insan bu mevsimin son günlerinde (ki bence de hicaz taksimini bulan üstat, onu Kasım’da bulmuştur)
Kış gibi gaddar değildir Kasım’ın sonbaharı. Düşen olur dallarından ama cıs cıslak bırakmaz insanı kış gibi; kış gibi illa ki har olması gerekmez soba ateşinizin.
Yokluğun soğukluğunu o kadar hissettirmez Kasım ayının hava tahmin raporları. Kasım’da insanlar daha böyle bir kedi edasında mır mırlanır ve battaniye sektörünün en çok iş yaptığı zamandır. Hemen ekonomiye, sanayiye bağladım sanmayın, çünkü romantik bir eşyadır battaniye.
Sevgilinizle sarılırsınız titrek bir buluşmada, üstünüzü o örter.
Sevgiliniz yoksa yanınızda, sevgiliniz sizi sarıyormuş gibi sarar, ayrılık soğuklarından korur kollar sizi battaniyesi Kasım ayının.
Ve güzel de bir filmi vardır Kasım ayının,
Aşkın başka olması Kasım’da doğru bir cümledir, ruh girmişken yaprak dökme mevsimine, bazı sabahlar yatağınızda uzanırken, perdenizden sıyrılıp yüzünüzü ısıtan nadir sabah güneşleri gibi bir şanstır Kasım’da aşk.
Yüreğinizin yaprakları, hep dalında dursun dostlar.
‘’Bir film şeridinin tagı olsak seninle...
Örneğin ''Kasım Aşk Başkadır'' ın
herhangi bir sahnesinde.’’