Ege’nin Gazetesinden selam dostlar…
Yılın bütün yorgunluğunu çıkarma hayallerini kurduğumuz mevsimdir yaz. İlkbaharın o çiçek açtıran, mis kokulu serinliği arasında sıyrılıp gelir. Yazlıkçılar yazlıklarına göçmeye başlar, göçmen kuşlar gibi. Bahardan temizlikleri, bakımları yapılmıştır birçok yazlığın. Yol üstü seralardan, yeni çiçek tohumları, arka bahçe için, sabah kalkıp taze taze ve de en önemlisi organik olduğuna inanılan sebze tohumları alınmış ve ekilmiştir. Bir bebeğin büyümesinden bahseder gibi, her sabah kahvaltısında ya da gelen misafirlere gösterirken, keyifle anlatılır. Mangal odunları, kömürleri tedarik edilmiştir. Misafir havluları yenilenmiş, kahve fincanları tazelenmiştir yenileriyle…
Biz İzmirliler, yaşadıkları yer bakımından ne kadar şanslı olduğunun farkındalığındaki insanlar için, Cuma öğleden sonra, kaçabildiğin en erken saatte, işten çıkma mevsimidir yaz. Yazlıklara, sahife yerlere en erken saatte varıp, denize bir girip çıkıp, bir iki bir şeyler içme; İçerken de keyifli sohbetleri etme mevsimidir. Çayın, biraya, biranın rakıya, rakının şarkılara dönüşümüdür yaz.
Çeşme her ne kadar İzmirliler için artık ilk ve sonbaharda gidilen bir yer olmaya başlasa da, işletmeye açılan ve değişik eğlence anlayışlarını bünyesinde barındırmayı başarsa da, tatilden çok, eğlence merkezine dönüşmüştür biz İzmirliler için. Hala Çeşme’nin saklı kalmış yerlerini de bilen İzmirliler de, sır gibi saklarlar bu canım memleketin, bu güzide köşelerini…
İnsanın kanı kaynar yaz sıcağında. Fiziklerine daha bir dikkat etmeye başlar insanlar yaz gelmeden. Bronz tenler, daha hoş gelir göze. Ve belki de en önemlisi, hayatın bütün bu koşuşturması, stresi içinde, bitap düşen ruh; bütün o olumsuzlukları içinde olduğu vücuda da yansıtmaktan vazgeçmiştir artık. İnsan bütün o pozitif enerjisi ile gülücükler atmaya başlar ki, gülümseme de, bulaşıcıdır. Siz karşınızdakine gülümserseniz, o da ister istemez size gülümseye başlar.
‘’Gülümsemek de, aşkın ilk kapısını açan anahtardır.’’
Ve sonra başlar aşk çilingiri çalışmaya. Gülümseme, gülümsemelere eklenir. Tanışma, sohbete dönüşür. Serin suların, kavurucu güneşin neşesi oluverir aşk kısa zaman sonra. Dünyanın yörüngesi değişir. Hayatın manası bulunur. Denenmedik kıyafet, satışa gelmeyen arkadaşlar kalmaz, onunla olan randevuya gitmek için. Bütün kız arkadaşlara anlatılır ‘’Ay şöyle, ay böyle. Bu sefer oldu galiba..’’ Bütün erkek arkadaşlarla konuşulur ‘’Oğlum, bu kız başka, gerçekten başka’’ Efsane geçen bir kaç gün, birkaç hafta, bir ay; Belki iki ay…
Genelde biter yaz aşkları.
Yaz biter.
Havalar soğudukça, çayın, battaniyenin, yağmurun veya yağan karın eşliğinde dinlenilen bir şarkı ile, bir gülümseme bırakır dudaklara…
Çünkü o dudaklar hatırlar, o gülümsemeyi, o şarkıları, o öpüşleri…
Aşkla kalın…