Neredeyse herkesin ortak sorunudur. Hiçbir fazla kilo sorununuz yokken bile göbeğiniz sizden önde duruyor olabilir. “Kilo vermek istiyorum, fakat yarı esnek ve sıkılmadan diyet yapmak istiyorum” diyorsanız, yazıyı dikkatle okuyun.
Peki neden göbek bölgesinde yağlanma oluşuyor? Bunu anlamak için metabolizmanın nasıl çalıştığını iyi kavramak gerekiyor. Bakın size çok önemli bir detay vereyim:
İnsan vücudu önce yiyecekle gelen karbonhidratları yakıt olarak kullanır. Sonra yiyecekle gelen yağları kullanır. Alınan enerji; harcanan enerjiye göre hala düşük kalıyorsa, sıra depo yağın yakılmasına gelir. Hem karbonhidrat hem de yağı birlikte içeren besinler, depo edilmiş yağların yakılmasını önlemek üzere tasarlanmış gibidir. Hele ki bir de içinde tuz varsa… Tuz, ödeme yol açarak hücre içinde enerjinin yakılmasını zorlaştırır, yavaşlatır, kilo almayıkolaylaştırır. Yani olsun en azından tuzlulardan yedim” demeyin. Hepsi aşağı yukarı aynıdır. Çinlilerin haşlanmış pirinç yerken kilo almaması, fakat Türklerin pirinci yağlı tuzlu pişirip kilo alması gibi…
Peki neler göbek bölgesinde yağlanma için daha büyükrisk oluşturuyor? İşte size “yağ + karbonhidrat + tuz”içeren o riskli besinler:
• Pirinç pilavı, bulgur pilavı, makarna
• Kızarmış patates, patates salatası
• Börek (gözleme daha masum), poğaça, pasta, kurabiye vb unlu mamüller
• Cips
• Yağlı, susamlı, tuzlu krakerler, tatlı bisküviler ve içlerine eklenen tuzlar…
• Pizza
• Çok büyük boy ekmekli mayonezli sandviçler
• Çok büyük boy ekmekli çok katlı burgerler vs…
Peki yemeyecek miyiz?
Tabi ki yiyecek ve içeceğiz. Hatta diyetisyenler de dahil herkesin besin zaaflarına pay ayırarak keyif alma, sosyalleşme, çoğunluğa uyum sağlama gibi gereksinimleri vardır. Siz de: “Canım bu da diyette olur mu?” demeden tüm besin zaaflarınızı beslenme ve diyet uzmanınıza sormalı, uzun vadede güvende olmalısınız.
Burada sizin diyet yapmanıza engel olan, diyetisyen randevularınızda düzensiz olmanıza yol açan tüm meselediyelim ki: Kızarmış patates... Kızarmış patates için sizin metabolizma hızınıza ve sağlık durumunuza göre güvenli olan:
• Porsiyon büyüklüğü ve
• Tüketim sıklığını öğrenmek ve
• Yedikten sonra da bunu, sağlıklı, düşük kalorili öğünler planlayarak telafi etmenin sorumluluğunu duymaktır. Bu plana hayat boyu sadık kalmak; bir ömür boyu koruyucu olacak bir prensip geliştirmek anlamına gelir.
“Hangi besin zaafı, ne yaparak en sağlıklı ve tekniğine uygun telafi edilir?” kısmı ise; herkesin öğrenmesi gereken bir detaydır. Rastgele telafi yapmak mikro ve makro besin ögeleri açısından yetersizlik dengesizlikle sonuçlanabilir. İştah açılıp, insülin direnci veya başka sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir. Kişiye özel beslenme ve diyet danışmanlığı alarak; %85 sağlıklı beslenip, %15 oranında da besin zaaflarınıza pay ayırabilirsiniz. Böylece keyfinizi, vücut ağırlığınızı, sağlığınızı aynı anda yönetebilirsiniz.