Adım adım uzaklaşmak mı? Yoksa uzaklaşmayı söyleyip daha fazla kalabilmek mi?Hangisi daha yoğundur insanın duygularında. Bu duygular kürtaja mahkûm mu bırakılmalı?
Seven, sevdiği kişiye karşı hep al zamire hastalığına yakalanış bir hasta gibidir. Ne gittiğini hatırlar ne de onu sevdiğini söylediğini hatırlar.
Her şey hep başa döner, gittim der, ertesi gününe "Günaydın aşkım" mesajlarıyla başlar. Onun geçen bir dakikanın önemi büyüktür, ve hep özlediğini dile getirir. Ve onunlayken ayrılıklarının ikinci dakikasında başlar deli gibi mesaj atmaya. Ve kana kana özlediğini dile getirir bazen de az olduğunu hissedip daha fazla duygular yükleyerek belirtme çabalarına girer.
Sevgiliye kızmayın! Sürekli "Seni seviyorum" diyen sevgiliye güvensiz kalmayın ya da inanmamazlık yapmayın.
Unutmayın ! Eğer ki "Seni seviyorum" u süreklilik haline getirmişse hastalıkta değildir o.
Onun gözünde size yakıştırılan ve sizi özel gösteren tek kıyafettir.
Kıymet bilin.
Değer verin.
Sadık olun.
Şundan emin olun;
“Onun sevgi ile bakan gözlerini o kadar kör eden olmuştur ki, kayıplar korkusu içinde size seni seviyorum diyebiliyordur.”
Sevin!
Korkmayın!
Beklentisiz, bir o kadar da masum bir karşılık alacaksınız.