İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, Ege’nin Gazetesi Haber Müdürü Ece İçmez’in sorularını yanıtladı.
Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ben teşekkür ederim Ece Hanım. 2007 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı’nda Ziraat Mühendisi olarak başladığım görevimde, 3 yıl Antalya İl Müdürlüğü yaptıktan sonra 2020 Ocak ayı itibariyle de Bakanlığımızın görevlendirmesiyle İzmir’e geldim. Yaklaşık 10 aydır da bu şehrin tarımına yön vermek, İzmir’imizin başarılı üreticileriyle çalışmak, hem İzmir hem de ülke tarımına katkı sağlamak için görevdeyim.
Ülkemizde tarımsal üretim değeri her geçen yıl artış göstermektedir. İzmir'in Türkiye tarımındaki yerini nasıl görüyorsunuz? Değerlendirmelerinizi alabilir miyim?
İzmir aslında dışarıdan bakıldığında bir turizm şehri. Açıkçası bende daha önce böyle bir tarımsal potansiyele sahip olduğunu bilmiyordum. İzmir tarımın her alanında ki üretimi ile yaklaşık 15,4 milyar Türk Lirası üretim değerine sahip ve tarımsal üretim potansiyeli ile Türkiye’nin öncü şehirlerinden. 6,4 milyar TL bitkisel üretim değeri, 9 milyar TL Hayvansal üretim değeri. Bunlar çok önemli rakamlar. İzmir’de 1,2 milyon ton Süt üretimi, yıllık 400 bin tonun üzerinde beyaz et üretimi, yaklaşık 34 bin ton Kırmızı et üretimi gerçekleştiriyoruz. Su ürünleri yetiştiriciliğinde yılda 82 bin ton üretim kapasitesi ile ikinci il konumundayız. Tüm bu rakamlar bize aslında İzmir’imizin Türk tarımındaki yerini gösteriyor. Ama İzmir ve İzmirli üreticiler bundan çok daha fazla bir üretim potansiyeline sahip. Hedefimiz tabii ki hep daha iyisi olmak ve bu yolda onlarla omuz omuza çok başarılı çalışmalara imza atmak.
Dünya nüfusunun artışı ve etkisini sürdüren COVİD-19 salgını tarımın hem stratejik önemini hem de insanlık için ne derece vazgeçilmez olduğunu ortaya koydu. Ülkemizde yaşanan COVİD-19 Pandemi süreci Tarım sektörünü nasıl etkiledi?
Dünyayı etkisi altına alan bu musibetin belki de tek sevindirici yanı insanlar gıdayı, üretimi, üreticiyi, gıdanın önemini hiç olmadığı kadar çok anladı. Bu süreçte başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli’nin çalışmaları ve talimatlarıyla üretim hiç durmadı. Bizler taşrada üretmeye, üretenin yanında olmaya hep devam ettik. Üreticilerimiz verdiğimiz özel izinlerle tarlalarında, bağlarında, bahçelerinde üretimi aralıksız devam ettirdiler. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak Ege İhracatçı Birlikleri ile birlikte 30 ilçelerimizde tarımda çalışanlara, işçilerimize, üreticilerimize 100 bin tıbbi maske dağıtımı yaptık. Üretim alanlarına ulaşımda sıkıntı yaşayan üreticilerimizin ulaşımı için seferber olduk. Süreç boyunca her an yanlarında olduk ve olmaya da devam ediyoruz. Örneğin; Çiğli ilçemizde tarlasını sürmede sorun yaşayan ve sürdürecek de kimseyi bulamayan bir teyzemiz vardı. Çiğli İlçe Tarım ekibimiz hemen yardımına koştu. İzmirli üreticiler ve bu üretimin sürdürülebilirliği ile sorumlu olan bizler anlayacağınız omuz omuza, yan yana üretmeye devam ediyoruz. Covid-19 sürecinde sadece üretim noktasında değil asli görevimiz olmamasına rağmen bir sosyal sorumluluk hissiyle sokak hayvanlarının beslenmesi için 30 ilçemizde hayvan severler ve derneklerle birlikte aralıksız çalıştık. Yine bu dönemde sağlıklı gıdaya ulaşılabilmesi için tedbirler doğrultusunda ilçelerimizde Kaymakamlıklarımızın talimatıyla Gıda Denetimlerimize en üst seviyede devam ettik. İzmir’de bütün canlıların sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürebilmeleri için canla başla çalışıyoruz. Tarım il müdürlüğünün çalışma sahası çok büyük, temas etmediğimiz canlı yok diyebiliriz. Bu sorumluluk bilinciyle görev sahamızda yer alan tüm alanlarda görevimizi maksimum seviyede yapma gibi bir amacımız var.
Tarımda Dijitalleşme ve Akıllı Tarım Üretim Sistemi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Tarım sektörü teknolojik gelişmelere ayak uydurmak zorunda. Bilim ve teknolojiyle tarımda 5.0’a doğru bir ilerleme var. Teknoloji ve bilimin bu kadar ilerlemiş olduğu bir yere bizler adapte olmak zorundayız. Şuanda tarımda bundan yıllar önce aklımıza bile gelmeyecek aletler, ekipmanlar kullanılıyor. Dünyada artık iklim değişikliği, su kaynaklarımızın azalması, tarım arazilerinin kentleşmeye ve yanlış kullanımı sonucu yok olması gibi sorunlarla karşı karşıyayız. Tüm bunlara bakıldığında tarımsal üretimi doğru yapabilmenin tek yolu akıllı tarım uygulamaları. İzmir’de tarımda dijitalleşme ve akıllı tarım uygulamaları noktasında üreticilerimize gerek yeni sistemlerin tanıtılması, benimsetilmesi gerekse de demonstrasyon çalışmalarıyla sonucunu görerek anlamaları noktasında önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bakanlığımız tarafından oluşturulan Dijital Tarım Pazarı DİTAP da tarımda dijitalleşmenin en güzel örneklerinden biri. Çiftçimizin alın teri ve binbir emekle ürettiği ürünler, DİTAP sayesinde değer fiyattan tüm alıcılar ve üreticiler ile artık bu online platform üzerinden buluşuyor. Böylelikle hem üretici hem tüketici hem de sektör kazanıyor. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; tarımın ortak geleceği olan DİTAP’ta İzmir doğrudan satışta Türkiye birincisi. 30 ilçemizde üreticilerimizin çoğu bu platforma kayıtlı ve ürünlerini değer fiyattan sözleşme ile garanti altına alarak satıyorlar. Ayrıca yine Bakanlığımızın etarim.gov.tr Tarım Bilgi Sistemi sayesinde ÇKS belge ve kayıt işlemleri, desteklemeler, tarım, hayvancılık, su ürünleri hizmetleri, balıkçılık belgesi, veterinerlik hizmetleri, hastalık ihbarları gibi bir çok iş ve işlemi kolaylıkla yapıp takip edebiliyorlar.
İzmir, 1,2 milyon ton süt üretim miktarı ile Türkiye ikincisi oldu böylelikle İzmir’den ilk kez Çin pazarına süt ürünleri ihracatı gerçekleştirilecek bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Süt ürünleri üretiminde İzmir Türkiye ikincisi ve sektörün önemli firmalarına da ev sahipliği yapıyor. Üreticilerimizin ürettiği ürünler hem iç hem de dış piyasada yer alıyor. Ülkemizin süt ve süt ürünleri sektörünün önemli firmalarından biri, dünyanın en önemli süt ürünleri ithalatçılarından Çin'e giriş yaptı. Böylece İzmir'den Çin pazarına ilk kez süt ürünleri ihracatı gerçekleştirilmiş oldu. Bu ihracatla Türkiye'nin yaklaşık 11 bin kilometre uzağındaki Çin de tüketiciler, Türkiye süt ürünleriyle buluşuyor. İzmir 2019 yılı rakamlarına bakıldığında 48.554.753 dolar ticari değeriyle süt ürünleri ihracatında önemli bir başarı elde etti. 11 firmamız kendi ürünlerini ihraç ediyor, bunun dışında 28 firmamız da İzmir’den süt ürünleri ihracatı yapıyor. Suudi Arabistan, Libya, Rusya başta olmak üzere dünyanın birçok noktasına bu ürünlerimiz ulaşıyor. 20.560.484 kg ihracat miktarımız var. 2020 yılına baktığımızda ise 18.516.720 kg’a ulaşmış durumdayız. Net rakamlar yıl bitimi ile belli olacak ancak şuan itibariyle 45.305.221 dolar ticari değerimiz var. Bu rakamlar ihracattaki başarımızı gözler önüne seriyor.
Kadın çiftçilere pozitif ayrımcılık gösterildiğini biliyoruz. 'Kadınlar Zeytinde Yeni Hasat Teknolojileri ile Tanışıyor' projesi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kadınlar hayatın her alanında olduğu gibi tarımda da başarılarıyla bizi çok mutlu ediyor. Tarımı kadınlar olmadan düşünmek imkânsız. Çünkü onlar tarımın her alanında varlar. Ekiyorlar, dikiyorlar, çocuklarına verdikleri şefkati ürünlere verip bereketi arttırıyorlar. Bizler de Tarım ve Orman Bakanlığı olarak yıllardır kadınlarımıza üretimin her alanında yaptığımız ve gururla dile getirdiğimiz bu pozitif ayrımcılıkla, aslında onların tarımın içinde kalmalarını ve üreterek ülke tarımını kalkındırmalarını hedefliyoruz. İl Müdürlüğü olarak kadınlarımızla birçok proje yürütüyoruz. Onlara tarımda yeni gelişmeleri projelerimizle gösteriyoruz. Kadın çiftçilerimiz öğrenirse bu gelişmelerin, teknolojilerin ve yeniliklerin daha uygulanabilir olduğunu biliyoruz. Onlar hayatın her alanında yeniliğe daha çok açıklar.
Bakanlığımızın Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığınca yürütülen "Kadın Çiftçiler Tarımsal Yayım Projesi" kapsamında hazırlanan "Bayındır'da Kadınlar Zeytinde Yeni Hasat Teknolojileriyle Tanışıyor" projesi, Müdürlüğümüz ve Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile ortaklaşa yapılacak çalışmalar ile yürütülmeye başlandı. Projeyi %22,68'lik pay ile İzmir'de en çok zeytin ağacına sahip olan Bayındır ilçesinde gerçekleştiriyoruz. Söğütören Mahallesinde bulunan kadın çiftçilerimize zeytin yetiştiriciliğinde doğru hasat ve bakım teknikleri öğretilerek, gelir seviyelerinin ve yaşam standartlarının yükseltilmesi, yörenin sosyo-ekonomik kalkınmasına katkıda bulunulmasını hedefliyoruz. Söylediğim gibi bu kalkınmanın ve yükselmenin kadınlarla daha hızlı olacağının farkındayız. 2021 yılında da kadınlarımızla hayata geçireceğimiz birçok projede ve çalışmada yine bir arada olacağız.
İzmir’in tarımsal ürünler ihracatından bahseder misiniz?
İzmir’de 2002 yılında 875 milyon dolar olan ihracat rakamımız 2019 yılında 2,32 milyar dolara yükseldi. Tarımsal Üretim Değerimiz ise 2,3 milyar TL’den 15,3 milyar TL’ye çıkmış. 2019 yılının ilk 6 ayı ile 2020 yılının ilk 6 ayını karşılaştırdığımızda %47’lik bir artış söz konusu. İzmir’de hayvansal üretim, bitkisel üretim, gıda ve su ürünlerinde birçok üründe ihracatımız var. Tarımsal üretim değerine bakıldığında 15,3 milyar TL ile 3. Sıradayız. Bu rakamlar bize başarımızı gösterse de hedefimiz hep söylediğimiz gibi daha iyisi. Çünkü İzmirli üreticilerle birlikte bunu başarabileceğimizi biliyoruz.
Gıda ve Yem Şube Müdürlüğünüz tarafından gıda kontrol hizmetlerinin etkinliğini artırmak amacıyla düzenlenen 'Gıda Kontrol Görevlisi Kursu' tamamlandı ne sıklıkta kurs yapılması planlanıyor?
5996 sayılı "Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu" kapsamında gıda denetim ve kontrol hizmetlerinin daha etkin bir şekilde yürütülebilmesi amacıyla, Tarım ve Orman Bakanlığı 2020 Yılı Hizmet İçi Eğitim Programı kapsamında ilimizde de zaman zaman kurslarımızı açıyoruz. Personelimiz bu kurslara katılarak konu uzmanlarımızdan gıda mevzuatı hakkında eğitimler alıyorlar. Dediğim gibi eğitimleri Eğitim Bilgi Sistemi üzerinden Bakanlığımız belirliyor. Bu yıl ihtiyaç doğrultusunda 1 eğitim düzenledik. İlimizde aktif olarak görev yapan 330 gıda denetçimiz var. Denetçilerimiz 30 ilçemizde Gıda Denetim işlemlerini özveriyle gerçekleştiriyorlar. İhtiyaçlar doğrultusunda da Bakanlığımız öngörürse yeni kurslar açılacaktır.
Yem Bitkileri Üretimini Geliştirme Projesi Kapsamında kaç üreticiye ne kadar destek sağlandı?
Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli’nin katılımıyla, Kemalpaşa’da düzenlediğimiz Yem Bitkileri Tohum Dağıtım Programında; Aliağa, Bergama, Çiğli, Dikili, Foça, Menemen, Kınık, Selçuk, Tire, Ödemiş ilçelerinden 243 üreticimize 14.564 dekar alanda ekilmek üzere 218.464 kg Fiğ, 72.821 kg Yulaf olmak üzere toplamda 291.285 Kg yem bitkisi tohumu dağıtımı gerçekleştirdik. Bu projenin iki ayağı var; birinci ayağında yer alan pamuk ekilişi yapılan ve sonbaharda pamuk hasadından sonra, ilkbahar ekilişleri yapılıncaya kadar oluşan ara dönemde, tek yıllık yem bitkileri ekiminin yaygınlaşması için yüzde 75'i hibe tohum desteği projesini İzmir'den uygulanmaya başlandı. Toplam 1 milyon dekar arazide üretim yapılarak, ülkemize ilave katma değer sağlamayı hedefliyoruz. Aslında Bakanlığımızın Destekleme rakamlarına baktığımızda İzmir ölçeğinde Sadece bu proje ile değil 2019 yılında uyguladığımız bitkisel ve hayvansal desteklemeler kapsamında ilimizde 647 milyon TL destekleme sağladık. Bu rakamlar bizim destek noktasında üreticimizin ne kadar yanında olduğumuzu gösteriyor.
11. İzmir Ekoloji Tarım fuarı maalesef yaşanan COVİD-19 salgınından ötürü dijital ortamda gerçekleştirildi. İzmir İl Müdürlüğü olarak stant oluşturdunuz, neler yaptınız bahseder misiniz?
Aslında pandemi sürecinde alıştığımız hayatın dışında teknolojiyi hayatımıza adapte etme noktasında birçok yeniliğin içine girdik. Artık eğitimlerimizi Facebook sayfamız üzerinden yapıyoruz. Öğle Molası adını verdiğimiz programımızla bu dönemde eğitimler noktasında bir arada olamadığımız çiftçilerimizle ve tarımla ilgilenenlerle bir araya geliyoruz. 27 Nisan 2020 tarihinde başladığımız canlı yayınımızda bugün itibariyle 100. Programımızı yaptık ve toplamda 850 bin gibi bir görüntülenme rakamına ulaştık. Kurum içi toplantılarımızı, bakanlıkla birçok etkinlik ve toplantılarımızı yine online platformlar üzerinden yapıyoruz. Her yıl ilimizde gerçekleşen ve bu yıl dijital ortamda kapılarını açan Ekoloji İzmir’de Perakendeciler, Toptancılar, Organik Mağazalar, Çiftçiler, İhracatçı ve İthalatçılar, Tekstil ve Diğer Doğal Ürün İmalatçıları, Organik Üreticilerle birlikte bizde İzmir İl Müdürlüğü olarak standımızı hazırladık. Organik tarımla ilgili eğlenceli ve bilgilendirici pazar röportajlarımız, tanıtım filmlerimiz, broşürlerimiz ile ziyaretçilerimizle buluştuk.
Bu sefer tersten soracağım İzmir halkından istekleriniz neler?
Tarımda güzel olan her şeyi yapabilmemiz için bir arada yürümemiz lazım. Biz bu şehirdeki 150 bin çiftçi ailesiyle büyük bir ekibiz. Pandemi bize mademki üretimin, üreticinin, gıdanın, çiftçilerimizin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Tarımsal politikalar evet tek noktadan belirlenir ama bu politikaların uygulanması ve tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması için devlet millet el ele hareket etmek zorundayız. Tarımın ayakta kalması için bu şehrin tamamının tarıma destek vermesi lazım. Buradan tüm İzmirlilerden ricam tarımda sürdürülebilirlik için vazgeçilmez iki şeyimize yani toprağımıza ve suyumuza sahip çıkalım. Tarım arazilerine yapılan izinsiz yapılara izin vermeyelim. Karşılaşırsak lütfen İlçe müdürlüklerimize bildirelim. Çünkü tarım geleceğimiz ve ona hep birlikte sahip çıkabiliriz. bu topraklar ülkemizin en verimli, en bereketli topraklarından. Yılda 3 ürün alabildiğimiz bereketli bir coğrafyada yaşıyoruz. Ve biz İzmir İl Müdürlüğü olarak bu şehrin tarımının lokomotifiyiz. Tarımı A’dan Z’ye bilen, doğruyu yanlışı gören, nerede ne ekilir, ne yetişir, ne daha çok kazandırır en iyi analiz edebilen bizleriz. Bu noktada da bu şehirde tarım için canla başla çalışan tüm paydaşlarımızdan, kurum ve kuruluşlarımızdan ricam; bu şehrin tarımını en iyi noktalara taşımak için birlikte hareket edelim. Birlikten kuvvet doğar ve biz bu kuvvetle İzmir için her zaman daha iyisini yapabiliriz.
Röportaj için çok teşekkür ederim.