Hayatımız boyunca bir şeylere karar verdik, vazgeçmediğimiz sürece de hedefe yaklaştık, başardık… Azmettik falanca sınava çalıştık, sınavdan geçtik. Azmettik, ehliyet derslerinden geçtik, biriktirdik bir şey aldık vb… Uzun lafın kısası neyi kafaya koyduysak, onu zihnimizde, odağımızda tuttuğumuz takdirde başardık veya başarana kadar zihnimizde odağımızda tuttuk.
Peki her gün kahvaltı yapıyoruz. Sabah veya öğle saatlerinde… Hamurun sağlığımıza zararlarını, bağımlılığını, mutluluk vermek şöyle dursun, şişmanlatıp mutsuz ettiğini hepimiz biliyoruz. Fırınların önünden geçerken gelen koku çekici diyeceksiniz. Sizce o koku masum bir koku mu? Bütün kötülükler davetkardır. Unutmayın ki o aldığınız koku “MARGARİN ERİDĞİNDEN GELEN KOKUNUN AYNISI” Siz margarini evinize alıyor musunuz?
Yaz geliyor. Bu işin selüliti var, kalp ve damar sağlığı var, karın yağları gerçeği var. Kokuyu aldığınızda “margarinle ilgili bu sözümü” anımsayın. Simit satıcısından 2 yumurta, 200 ml süt, marketten 250 ml kefir, ayran vb kapıp kaçın. Yumurtanızı evde tavada şipşak yapın. İş yerinizde alternatif kahvaltı seçenekleri için zihin yorun, planınıza alın ve zihninize koyduğunuz sağlık hedefini başardığınızda da bu alışkanlıklarınızı sürdürün.
Çünkü siz de biliyorsunuz ki: Aklınıza koyarsanız yaparsınız!... Evinize gelen misafire özenle yemek hazırlamıyor musunuz? Peki, misafiriniz kıymetli de siz bu özeni kendiniz hak etmiyor musunuz? Kendinize değer verin, kendiniz için bir şeyler yapın ve aklınıza koyup, kolları sıvayın. Belki de kimsenin yeterince düşünmediğini düşündüğünüz “kendinizi” düşünmeye başlayın. Bu sözlerimi unutmayın. Gördünüz mü?: Sizi düşünen bir diyetisyeniniz var.