Kahramanmaraş Merkezli 10 ilde meydana gelen deprem‘de on binlerce vatandaşımız yaralı kurtulurken yine on binlerce vatandaşımız maalesef hayatını kaybetti. Tüm Türkiye bu acı olayla sarsılıp yasa boğulurken eminim hepimiz çaresizce televizyonların, telefonlarımızın başına kitlendik. Ben öncelikle yakınlarını kaybedenler için sabır, ailelerine baş sağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. O acıyı eminim ki yaşamayan kimse anlayamaz. Ama biz de yaşarken utandık. Gerçekten utandık. İnsanlar enkaz altındayken yemek yemek, su içmek bile lüks geldi.
Yaşadığım bölge İzmir, bu sebeple İzmir Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin yardımlarına vakıfım. İzmir Büyükşehir Belediyesi ‘Umut Hareketi’ ardından ‘Bir Kira Bir Yuva’ projesini başlatarak yaraları sarmaya çalıştı. Hala da devam ediyor…
Deprem olmadan ya da herhangi bir afet yaşanmadan önce neler yapılmalıydı? Bundan sonra neler yapılmalı? Bundan bahsetmek istiyorum biraz.
Her şeyde sıkıntı yaşadık. Çok derine inmeye köşem yetmeyecek ama haber alma, haberleşme konusu en önemlisiydi. Enkaz altında olan yakınları için Twitter’dan destek talep edenler bir de Twitter’ın yavaşlatılması ile ilgili büyük sorun yaşadı. Bunun yanı sıra bölgeler de GSM operatörlerinin iletişim ağı yetersiz kaldı.
Asker’in sahaya geç çıkarıldığı iddiası, yağmalamanın olduğu, olmadığı iddiası (görüntüler ve gözaltılar mevcut) yurt dışına kaçmaya çalışan müteahhitlerin yakalanması, zemin etüdü var denilen binaların çökmesi, çadırların yetersiz olduğu iddiası, kepçelerin enkaz kaldırmaya başlaması hangi birinden bahsedeceğimi şaşırdım.
Şimdi ne yapmalıyız?
Her ilçe belediyeleri önce bina kontrolü yapmalı, bakanlık tarafından müteahhitler sınavlara tabii tutulmalı. Jeofizik mühendisleri ile de iş birliği içinde olunmalı. Çünkü bizi birlik kurtaracak. Her mahallenin kendine ait kurtarma ekibinin olması her ilçenin de kendine ait yaşanması olası felaketlerle ilgili anında müdahale edebilecek yardım depolarının olması gerekli. Ayrıca güvenli alanlar şart. Sadece deprem için toplanma alanları değil.
Bakanlıkların, Belediyelerin, Odaların, STK’ların, Derneklerin, Parti Başkanlıklarının kurum, kuruluşlar ve bireysel yardımların hazırda bekletilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Orman yangınları, sel felaketleri, depremler her türlü yaşanacak felaket için hazırlıklı olmalıyız. Buna hazırlık ‘’Evet hazırım'' demek değil tabi ki! Ormanlar’da piknik yapmayarak, çevreyi kirletmeyerek, en basitinden çöplerimizi yerlere atmayarak rögar kapaklarının tıkanmasını önleyerek. Herkes kendine düşen duyarlılığı gösterip önlemini alırsa yaralarımızı da çabucak sarabiliriz diye düşünüyorum.
Çünkü hiçbir canlı başka bir canlının ihmali yüzünden ölmemeli.